Kehanet endüstrisi örgütleniyor
“Siz bir periyle evlisiniz, 3 çocuğunuz da bu periden; perilerden kurtulmak için bir beyaz, bir siyah tavuğun kanını alıp bunlarla banyo yapacaksınız; martın 20’sinden sonra şirketiniz büyük ciro yapacak, çok para kazanacaksınız; üç vakte kadar eşinle sorunların çıkacak, kötü günler yaşayacaksın; size kaynananız tarafından muska yapılmış, üç katlı bir evin bahçesindeki ağacın altına gömülmüş. Onu bul, bana getir; sorunların çözülecek.”
Bu ve benzeri diyaloglar, müşteri rolündeki polislerle, kendilerini astrolog, medyum ya da danışman olarak tanıtan kişiler arasında yaşandı, geçtiğimiz günlerde. İstanbul Emniyeti’ne bağlı Güvenlik Şube Müdürlüğü’nden sivil ekipler, “çare arayan vatandaş” rolünde ‘umut tacirleri’nin kapısını çaldı, kendilerine sunulan ‘reçete’leri aldı. İlginçtir her şeyi bileceklerini söyleyenler, müşterilerinin polis olduğunu bilemedi ve yakayı ele verdi. Ancak, haklarında kamu davası açılan bu kişiler serbest kaldıkları gün aynı işi yapmaya devam etti. Zira, davanın sonunda alacakları maksimum ceza 100 YTL bile değil. Yani, bir seans parası.
Kadim bir merak: Büyücülük
Dünyada yıllık 200 milyar dolar ciroya sahip “kehânet endüstrisi” bize için hiç de yabancı değil. İslam öncesi inanışların da etkisiyle falcılara, büyücülere inanma eğilimindeki Türkler için “cinci hocalar” her zaman cazip oldu. Kahve falı bakan, muska yazan insanlar hayatımızda yer etti. Ancak, bugün “gelecekten haber vermek” Türkiye’de bir sektöre dönüşmüş durumda. Yasadışı çalıştıklarından net rakamları bilinmiyor; ama kendini Türkiye’nin resmi ilk medyumu olarak tanıtan Recep Kaplan’a göre sadece Ankara’da para karşılığı fal bakan, büyü yapan ya da muska yazan, astrolog olarak kendini tanıtan bine yakın kişi var.
Recep Kaplan’ın bu tespitini emniyet yetkilileri farklı bir yaklaşımla doğruluyor. Operasyonları yürüten üst düzey bir emniyet yetkilisi, son bir yılda İstanbul’un birçok yerinde “cafe” adında fal bakılan yerlerin açıldığını söylüyor. Talebi gören bazı kesimlerin Ağrı, Tunceli, Elazığ, Giresun gibi yerlerden falcı transfer ettiğini, hatta birçok kişinin evinde fal baktığını vurgulayarak, “Hayal tacirliği yapıyorlar. İsimleri farklı olabilir. Ama yaptıkları iş ortak. Kanunlarda bu işin caydırıcı bir cezasının olmaması onlara cesaret veriyor; çünkü bugün 150 Euro’ya ‘danışmanlık hizmeti’ verenler bile var.” diyor.
İstanbul’da Taksim’de, sadece Ayhan Işık Sokak’ta 9 adet “fal cafe” var. Su ya da çay falına bakandan tutun da tarot veya biyotelepati yöntemiyle gelecek okuyanlara kadar herkesi bulmak mümkün. Emniyetin operasyonuna kadar büyük afişler asan cafeler (en popülerleri Kadınlar Kahvesi, Melekler Kahvesi, Ritüel Cafe, Niş Cafe) son günlerde bunları kaldırdı; fakat yine de “hizmet” vermeye devam ediyorlar. Sıra bulmak, falcılardan tahminlerini almak için bir bardak çaya 5, bir fincan kahveye 6 YTL vermek gerekiyor. İşletmeciler “promosyon” amacıyla bu işe girdiklerini, bir nevi “terapi” yaptıklarını söylüyor.
Cinci hocalar internete taşındı
Elbette, talep olunca girişimci işletmeciler olayı geliştirip web üzerinden de hizmet veriyor. “Web kamerası” ile kahve falınıza bakılıyor, yorum “online” yapılıyor. Nergis Sultan, Bayrampaşa’daki evinden cep telefonuyla fal bakıyor. Tabii, hesabına 40 YTL yatırıldıktan sonra... Halıcıoğlu’nda kiraladığı evde tarot falı bakan Nazik Gökyayla da “home office” çalışanlardan.
“Siz kimsiniz?” sorusuna “İnsanlara yardımcı olmaya çalışan bir Cinci Hoca’yım” cevabı veren Zeynel Eroğlu da bunlardan biri. İstanbul Avcılar’da Astro Center adlı bir iş yeri bulunan Eroğlu, “babasının kendisine el vermesi” ile bu yola girmiş. Havas ilmini, Arapça bilgisini ve fal bakma metotlarını öğrendiğini, hazır programları kullandığını söylüyor. Astroloji ve tarot konusunda kendisini geliştirmiş, ama akademik bir kariyeri yok.
“Ben bu işe devam etmek istemiyorum; fakat insanlar rahat bırakmıyor.” diyor. Şu ana kadar 5 bine yakın kişiye yardım ettiğini, cinleri aracılığı ile sorunları çözdüğünü iddia ediyor. Zeynel Eroğlu’nun açtığı web sayfası şu ana kadar 24 milyon kez ziyaret edilmiş. “Bilinmeyeni ortaya çıkartmak için geliyorlar, biz de yardımcı oluyoruz.” diyor. Kur’an-ı Kerim’in yasakladığı bir işle uğraşmasına rağmen kendisini ‘hoca’ olarak tanımlamasının çelişki olup olmadığı konusunda ise “Bilimin varlığını kabul etmediği varlıklar var, onlarla ilgileniyorum. Kur’an’da falın yasak olduğu kesin değil. Geleceği ancak Allah bilir; fakat biz yakın geleceği bilebiliriz.” diyor.
Daimi müşterileri arasında futbolculardan iş adamlarına kadar her kesimden insanın olduğunu, ama daha çok ilgiyi bayanların gösterdiğini anlatan Eroğlu, verdiği hizmetin şekline göre 50-500 YTL arasında değişen miktarlarda para alıyor, “yorumlama hizmeti” adı altında fatura kesiyor. Yakın bir zamanda Türkiye’deki medyumları ve astrologları bir dernek çatısı altında toplayacaklarını, tüm dünyada kabul gören saygın bir mesleği icra ettiklerini ve bunun da hak ettiği yeri alması için elinden geleni yapacağını söylüyor.
Ben alacağım paraya bakarım!
Falcılar ve medyumlar konusunda trajikomik bir durum da Maliye Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında yaşanıyor. İçişleri Bakanlığı, falcılığın, üfürükçülüğün yürürlükteki 677 sayılı “Tekke ve Zaviyeler Hakkındaki Kanun” hükmünce yasak olduğunu belirterek bu işlerle uğraşanlar hakkında işlem yapıyor. Maliye Bakanlığı ise ben parama bakarım diyor. Kanunen yasak olmasına rağmen fal bakmak isteyen kişilere defterdarlıklar tarafından vergi levhaları veriliyor, fatura basma yetkisi tanınıyor.
Emniyet kaynakları fal bakan kişilerin duvarlarında vergi levhasının olmasının, fatura kesme işleminin yapılmasının müşteriye ‘güven’ verdiğini, bu durumun da vatandaşta “bu iş yasal” izlenimi uyandırdığını söylüyor. Defterdarlık ise fal bakan kişilere vergi levhası düzenlemediklerini, kendilerine başvuran kişilerin “danışma hizmetleri” adı altında beyanda bulunduklarını öne sürüyor. İş yeri açma girişiminde kişilerin ne iş yaptıklarına çok dikkat etmediklerini ifade eden defterdarlık yetkilileri, bir suç unsuru varsa bunun savcılıklar tarafından takip edilmesi gerektiğini belirtiyor.
Tam bir kaos hali var
Seans başına 50-500 YTL arası para alan medyumların olması, evinde kahve falı bakanın ofis açmasına, kendine “el verildiğini” söyleyen kişilerin “Cinci Hoca” ya da “Medyum” adıyla ortaya çıkmasına sebep oluyor. Türkiye’de astroloji denince akla gelen ilk isimlerden Yasemin Boran’a göre, bu konuda “tam anlamıyla bir kaos” yaşanıyor. Birbiriyle ilgisi olmayan kavramların yerli yersiz kullanıldığını, bazı uyanık girişimcilerin insanların zayıf duygularını sömürdüğünü söyleyen Boran, “Astroloji bir bilimdir. Falla, büyüyle ilgisi yoktur. Fakat bugün astrolog olduğunu söyleyenler fal bakıyor. Fizik, matematik bilmeyenler, sosyokültürel değerlerden haberi olmayanlar kendilerini astrolog olarak tanımlıyor. Bu çok tehlikeli bir durum.” diyor.
20 yıldır astroloji ile ilgilenen Boran, kurucusu olduğu Altın Işık Astroloji Derneği’nde ‘astrolog’ yetiştiriyor. Her biri kendi alanında uzman kişilerin katılabildiği ve iki yıl süren kurslara her dönemde 20 öğrenci katılabiliyor. Şimdiye kadar yaklaşık 90 kişi Boran’ın okulundan mezun oldu bile.
Falcılık yasak, astrolog olalım
Falcılığın kanunla yasak olması sebebiyle şu anda falcı olan herkes kendisine farklı isimler bulmuş. Tarot kartlarıyla yorumlar yapan, müşteri kitlesini “yaşamdan darbe yiyen herkes” olarak tanımlayan “Okşan Abla”, yaptığı işi “insanlara pozitif enerji vermek” olarak tanımlıyor. “Ölüm hariç her şeyi gördüğünü” söylenen “Ümit Abla” ise Ortaköy Kehanet Cafe’de hizmet veriyor.
Fenerbahçe’nin büyüsünü bozduğunu iddia eden Ayten Gülışık ise okunmuş sulara bakarak bilgiler veriyor. En büyük müşterileri ise eşiyle sorunları olan bayanlar. Daimi müşterileri arasında mankenler de var. Fakat emniyetin operasyonundan sonra falcılar kendilerini astrolog olarak tanımlamaya başladı. Eğer astroloji ile ilgili sorun çıkarsa iş yeri açılırken ya da fiş kesilirken “danışma hizmeti” verdiklerini söylüyorlar.
Bu işi yapanların kendi ruh sağlıkları bozuktur
Medyum Recep Kaplan’a göre, bugün piyasada falcı ya da medyum olduğunu söyleyenlerin büyük bir kısmının bizzat kendisi problemli... “Medyumluk popüler olunca bunu hobi olarak yapanlar işi ticarete döktü. İyi kötü fark etmiyor. Toplumun ruh sağlığı gerçek anlamda tehlike altında; çünkü medet bulmak için gidilen kişilerin birçoğunun kendisi problemli. Bu işi yapanların çoğunun ruh sağlığı bozuk.” diyor.
Her gün kendisine 25-30 kişinin geldiğini, bunların arasında çok sayıda ünlü kişinin olduğunu anlatan Kaplan, yaptığı işin gelecekten haber vermek olmadığını, önsezileriyle hareket ettiğini, kendisi yapmak istemese de taleplere karşılık bu işi sürdürdüğünü söylüyor. Toplumun bilinmeyenlere karşı müthiş bir merakı olduğunu söyleyen Recep Kaplan, medyuma gidenlere ilginç bir öneride bulunuyor: “Eğer hobi olsun diye giderseniz gidin ama medet bulma amacıyla gitmeyin.”
Falcılığa 7 yıl hapis geliyor
Taşrada “Cinci Hoca” olan kişiler, büyük şehirlerde “medyum” ya da “astrolog” olarak insanların karşısına çıkıyor. Mevcut kanunlara göre fal bakmanın, büyü yapmanın cezası uzun süren mahkemeniz sonuçlanıp suçlu bulunsanız bile 100 YTL’yi geçmiyor. Dolayısıyla, yasal caydırıcılık yok. Ancak önümüzdeki nisanda yürürlüğe girecek 5237 sayılı kanunun 157-158. maddeleri falcılığa 7 yıla kadar hapis cezası getiriyor. Kanunun soruna ne oranda çözüm bulacağı da tartışmalı; çünkü falcılık yapanlar değişik isimlerde çalışmaya devam ediyor.
Falcılığın, büyücülüğün İslam’da kesin bir dille yasaklandığını söyleyen Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Çelebi, dini hassasiyetlerin zayıfladığı dönemlerde insanımızın bu tip eğilimler gösterdiğini, fakat peygamberler dışında kimsenin gelecekten haber vermesinin mümkün olmadığını, bu sebeple söylenenlerin gerçekle hiçbir ilgisinin olamayacağını dile getiriyor. Taha Suresi’nde büyücülüğün kesin bir ifadeyle yasaklandığını söyleyen Çelebi, Resulullah’ın (s.a.v) “Her kim falcıya, gaipten haber verene ve sihirbaza giderek onlardan bir şey sorar, söylediklerine inanır ve tasdik ederse kafir olur.” hadisini (Tirmizi 102) de hatırlatıyor.
Çelebi, İslam’ın falcılık ve büyücülük meselesine sosyal bir problem olmanın ötesinde tehvidle ilgili felsefi bir yaklaşım getirdiğine ve bunları çok sert ifadelerle yasaklandığına işaret ederek, “Falcıya başvurup medet umanların Hz. Muhammed’i inkarı söz konusudur. Fakat böyle açık hükümlere rağmen falcılığın İslam toplumlarında kendine yer bulması da ayrı bir gerçektir. Bu da dini yaşamdaki yozlaşmanın, cahiliye toplumuna dönüşün bir sonucudur.” diyor.
Toplumun ruh sağlığı tehdit altında
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başkan Vekili Doç. Dr. Kemal Sayar, her dönemde olan geleceği bilme merakının son zamanlarda artmasını toplumsal sorunlara bağlıyor. Modern hayatın insana yalnızlaşmayı dayattığını, insanların gelecekleriyle ilgili yoğun bir kaygı yaşadıklarını söyleyen Sayar, “Gelenek gibi, din gibi köklü anlam sağlayıcılar etkisini kaybettikten sonra insanlar daha sahte aidiyetlere tutunmaya başladı. Falcılık, medyumluk da bu sahte maneviyatın bir uzantısı. En kötüsü eğitimli insanlar bile medyum medyum dolaşarak fiziken tedavi edilmesi gereken hastalıklarına oralarda çare arıyor.” diyor.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Yargıç ise olaya farklı bir açıdan yaklaşıyor. Medyumlara, astrologlara ilgi gösterenleri iki bölüme ayıran Yargıç’a göre, birinci türden olanlar eğlence için falcılara gidiyor, ki bu tipte olanlar için herhangi bir risk yok. Fakat çözüm umuduyla giden ikinci tür insanların ruh sağlığının ciddi risk altında olduğunu söyleyen Yargıç, “Bu tiplerin zaten psikolojik sıkıntıları var ve çözüm arama niyetiyle gittiği için falcının, medyumun söyleyeceği her şeyi kabul etmeye hazır. Fiziki ya da somut çözüm yolları olan problemler için bile falcılardan medet umuyor, kendisine olacağı söylenen şeyler gerçekleşmeyince de bunalıma giriyorlar.” diyor.
Yargıç’a göre, falcılara giden insanlar bir süre sonra olayların kendi iradesi dışında birtakım mistik güçler tarafından yönlendirildiğine, kendisinin de medyumlar aracılığı ile bu mistik güçleri yönlendirebileceğine inanmaya başlar, ki bu başlı başına bir sorundur. Falcılar ve medyumların en çok aile ilişkilerine zarar verdiğini söyleyen Yargıç, “Falcılar, genellikle benzer söylemleri kullanır. Kadının kocasıyla sorunu vardır, problem aslında konuşulsa çözülebilecektir. Fakat falcı birisinin kendisine büyü yaptığını söyler. Bu durumda kadın tüm aile fertlerine karşı düşmanca tavır besler. Gerçekte böyle bir şey olmamasına rağmen kehanet kendini kanıtlar ve aile ilişkileri kopar.” diyor.
Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise büyü ile ilgilenmenin çok eskilere dayandığını ancak günümüz insanının ruh sağlığını tehdit eder boyutlara ulaştığını söylüyor: “Medya astrolojiye abartılı bir anlam yüklüyor. Sanki her şeyin çözümü kehanette, büyüde, mistik güçlerde. Oysa negatif etkilerine kimse yer vermiyor. Birçok sakıncası var. Örneğin, bazı hastalıkların tedavisiz kalmasına sebep oluyor. Beyninde ur olan birisi bile medyumlardan çare arıyor.” diyor. Falcıların, büyücülerin özellikle paranoyayı tetiklediğine işaret eden Tarhan’a göre, aile ilişkilerinin zayıflamasında bu tip kurumların etkisi büyük.
Sonuç olarak, kadınların evde kahve içtikten sonra eğlence olsun diye baktığı kahve falı artık bir sektör. Falla başlayan bu zincirin diğer halkalarını ise medyumlar, astrologlar ya da cinci hocalar tamamlıyor. Milyonlarca ziyaretçisi olan onlarca web sayfası, yüzlerce iş yeri ile “umut tacirliği” bugün net büyüklüğü ifade edilemeyen milyonlarca liralık bir sektör haline geldi. Asıl endişe edilmesi gereken ise etrafında kendine kötülük yapacak birilerinin olmasından şüphe eden, “üç vakte kadar” gerçekleşmesi muhtemel bir şeyleri bekleyen yüz binlerce insanımızın olması.
PROF. DR. NEVZAT TARHAN: PSİKİYATRİ PROFESÖRLERİYLE HALK FARKLI DİLLERDEN KONUŞUYOR
Hayatında yanlış giden şeyleri gören kişi pozitif bilimlerden cevap alamayınca ya dine yöneliyor ya da astroloji gibi konulara merak sarıyor. Dinle uğraşmak insana yükümlülük getirir. Oysa falcıya gidip onun söylediklerine inanmak çok kolay. Falcılar ve medyumlar umut ticareti yaparak insanlara duymak istediklerini söylüyor. Burada çok önemli bir sorun var. Asırlardır fala, büyüye inanan insanlar, sorunlarını psikiyatr profesörlerine anlattıklarında seküler düşünen bilim adamları böyle şeyler yoktur diyerek bağı koparttı. Bugün psikiyatri profesörleri ile halk farklı dilleri konuşuyor. Bilim mantıklı açıklamalar getiremediği için halk doktor yerine medyumlara gidiyor. Bu işin ilmini bilen, inanç sistemlerinde uzman olan kişilerin halkla aynı dili konuşma sorumluluğu var. Psikiyatri profesörleri cin-büyü meselesine sağlıklı açıklamalar getirmek zorunda.
DOÇ .DR. KEMAL SAYAR: KAYGI ÇAĞINDA YAŞIYORUZ
Modern hayat yalnızlık üzerine kurulu. İnsanlarda genel bir emniyetsizlik var. Hayatlarını anlamlandıracak bir yer, bir ideoloji, bir din bulamıyorlar. Emniyetsizlik duyuyor ve ilk elden içlerindeki bu duyguyu falcıya, medyuma giderek yatıştırmak istiyorlar. İnsanın belli inançlar doğrultusunda çaba sarf etmesini gerektirmeyen, hap şeklinde birkaç formül alarak kendini rahatlattığı sahte maneviyatlar türedi. Falcılık ve medyumluk da bu sahte maneviyatçılığın bir uzantısı. Medyumlar bu kadar yayılmışsa ben insanların sahici değerlerden çok fazla uzaklaştığını, kendi zihinlerini yeterince kullanmadıklarını, gerçeği çok ciddi biçimde aramadıklarını görüyorum. Falcılığın en büyük zararı aile ilişkilerinde oluyor. Toplumsal bağları zayıflatıyor.
Kehanet endüstrisi örgütleniyor yorumları
çağresiz ruya
28.11.2008Kardeşlerim benim anlamadığım,nasıl olurda evli olan bir insana değişik duygular besleyerek bakılır ve sevilir,aşık olunulur.İnanın aklım almıyor.İnsan abisine aşık olur mu? ya da bacısına aşık olur mu?Her evlenmiş insan artık sizin ya bacınızdır ya abinizdir. Allah hidayet varsin..ve akıl fikir versin..Yazılan yorumu şimdi okudum ve sinirlendim..aklınızı başınıza devşirin....
Esinti
23.08.2008Bak kızım git bekar birini bul ne demek evli bir erkekle birlikteyim karısından boşanmasını istemiyorum bana yardımcı olursanız sevinirim bunda nasıl yardımcı olunabilir bu mesajını da iki sene önce yazmışsın ama sen ve senin durumunda olanlara sesleniyorum aklınızı başınıza devşirin şu kızın yazdığı mesaja bak ya sinir edici allah hidayet etsin
zahiri
28.11.2008bence mesajı yanlış yere yazdı:)))burayı falcı site zannetti sanırım:)
Misafir
28.08.2006ben hayatta hep karşı olduğum ve bu konuyla ilgili insanları eleştiren ve akıl veren biriydim yani evli insanlarla beraber olma konusu şimdi ise ben evli bir erkeğe aşık oldum onun karısından ayrılmasını istemiyorum fakat o kişi ile sonumu merak ediyorum beraberlik varmı devam edecek mi bana yardımcı olursanız çok sevinecem
zenes1986
01.07.2007NEDEN EVLİ ERKEKLER BEKARMI BULAMADINIZ BEKARLARI DENEYIN LÜTFEN
Konular
- biz,hüsn-ü zanna memuruz...
- Günaha Girmenin Sebebi Bilmemek mi?
- Hayatımızı Kuşatan Batıl Ajanlar (Alkol ve Uyuşturucu) 2
- HATASIZ KUL OLMAZ
- DERDİN KENDİNDENDİR BİLMİYORSUN!
- NAMAZ KULLUĞUN NİŞANESİDİR
- “Hayanın Onda Dokuzu Kadındadır”
- Özgürlük ve Allah’ın Çizdiği Sınırlar
- NAZAR BER KADEM GÖZ AYAKTA GÖNÜL ALLAH'TA (C.C)
- sınırlı bir ömrün sınırsız karşılığı vardır
- insan gururlanmada asla hakkı olmaz(ve duamız)
- BU ŞEREF BİZE YETER( VE BU HAFTAKİ DUAMIZ)
- Tevessül şirk değildir.
- Ciğer Pareleri Gidiyor
- KALBİM UYUMAZ
- Gençliğin İntihar Koşusu
- ÖFKE VE BU HAFTAKİ DUAMIZ
- Edeb Yahu...
- Edeb Yahu...
- RUHBANLIK VE İSTİKAMET
- HAYATTAKİ EN BÜYÜK NİMET İMANDIR.
- Tesettür ve Başörtüsüyle Çelişenler.
- karma sınıf zilleti
- dinimizde kadının yeri
- Flört, evliliğin düşmanı boşanmaların da en mühim sebeplerindendir..( 2 )
- peygamberlik liyakate dayalı ilahi bir ihsandır(önce dua)
- Kahroluyorum
- Islam'i kaybettik?
- RASULULLAH’A SALATU SELAM GETİRMEK
- Kadere Taş atma !.. (önce dua)