Allah’ın Dostu
ALLAH, İbrahim Peygamber’i kendine dost seçtiği zaman, melekler sordular:
“Ey Rabbimiz! İbrahim Sana nasıl dost olabilir? Onu meşgûl eden nefsi, evladı ve ailesi vardır.”
Bu sual üzerine Allah, onlara şöyle buyurdu:
“Ben kulumun şekline ve malına değil, kalbine ve işlerine bakarım. Dostum İbrahim’in Benden başkasına hakiki mubahbeti yoktur, isterseniz onu tecrübe edin, deneyin.”
Böylece Melek Cebrail, insan görünüşüne bürünüp, İbrahim Peygamber’in yanına geldi. İbrahim Aleyhisselam, o sırada koyunlarını gütmekte idi. Onun pek çok koyunu vardı. Koyunlarını muhafaza için on iki çoban vazifeliydi. On iki tane de çoban köpeği vardı. O çoban köpeklerinin her birinin boynunda ise, altından kocaman birer tasma takılıydı. İbrahim Peygamber, dünya malına zerre kıymet vemediği için, o altın tasmaları köpeklerin boyunlarına asmıştı.
Melek Cebrail, İbrahim Peygamber’e selâm verdi ve sordu:
“Ya İbrahim, bu sürüler kimindir?”
İbrahim Peygamber:
“Allah’ındır” dedi. “Fakat benim elime emanet olarak verilmiştir.”
“Bana bir tane satar mısın?”
“Allah’ı bir kez olsun zikret, sürünün üçte birisini al götür!” dedi İbrahim Peygamber.
Cebrail:
“Sübbûhun, kuddûsün Rabbüna ve Rabbül-melaiketi ve’r-ruh” diyerek, Rabbini zikretti.
İbrahim Peygamber ise, sürünün üçte birini ona verdi ve şöyle dedi:
“Eğer ikinci kez Rabbimi zikredersen, bu sürünün üçte birini daha sana veririm. Ve eğer üçüncü kez Rabbimi anarsan, çobanlar ve köpeklerle birlikte tüm sürüyü al götür, senin olsun! Ve eğer, dördüncü kez zikredersen, ben de senin kölen olurum.”
Bunun üzerine Allah, Melek Cebrail’e şöyle buyurdu:
“Ey Cebrail! Dostumu nasıl buldun?”
Melek Cebrail, Rabbine şöyle cevap verdi:
“Dostun ne güzel bir kuldur.”
O sırada İbrahim Peygamber, çobanlarına seslendi:
“Ey çobanlar! Koyunlarımı şu arkadaşımın arkasından sürün götürün!”
Cebrail:
“Benim bunlara ihtiyacım yok” dedi. “Çünkü ben Cebrail’im”
İbrahim Peygamber ise ona şöyle cevap verdi:
“Ey Cebrail! Ben de Allah’ın dostuyum! O’nun adına hibe ettiğim şeyleri geri alamam!”
Bunun üzerine Allah, İbrahim Peygamber’e, sürüleri satıp, onların parası ile arazi ve emlak satın almasını ve o aldıklarını vakfetmesini emretti.
İşte, bu güne kadar, İbrahim Peygamber’in türbesine yapılan bütün masraflar bu vakfedilenlerdendir.
— M. Sami Ramazanoğlu, (Rûhu’l Beyân, 2/486)
“Ey Rabbimiz! İbrahim Sana nasıl dost olabilir? Onu meşgûl eden nefsi, evladı ve ailesi vardır.”
Bu sual üzerine Allah, onlara şöyle buyurdu:
“Ben kulumun şekline ve malına değil, kalbine ve işlerine bakarım. Dostum İbrahim’in Benden başkasına hakiki mubahbeti yoktur, isterseniz onu tecrübe edin, deneyin.”
Böylece Melek Cebrail, insan görünüşüne bürünüp, İbrahim Peygamber’in yanına geldi. İbrahim Aleyhisselam, o sırada koyunlarını gütmekte idi. Onun pek çok koyunu vardı. Koyunlarını muhafaza için on iki çoban vazifeliydi. On iki tane de çoban köpeği vardı. O çoban köpeklerinin her birinin boynunda ise, altından kocaman birer tasma takılıydı. İbrahim Peygamber, dünya malına zerre kıymet vemediği için, o altın tasmaları köpeklerin boyunlarına asmıştı.
Melek Cebrail, İbrahim Peygamber’e selâm verdi ve sordu:
“Ya İbrahim, bu sürüler kimindir?”
İbrahim Peygamber:
“Allah’ındır” dedi. “Fakat benim elime emanet olarak verilmiştir.”
“Bana bir tane satar mısın?”
“Allah’ı bir kez olsun zikret, sürünün üçte birisini al götür!” dedi İbrahim Peygamber.
Cebrail:
“Sübbûhun, kuddûsün Rabbüna ve Rabbül-melaiketi ve’r-ruh” diyerek, Rabbini zikretti.
İbrahim Peygamber ise, sürünün üçte birini ona verdi ve şöyle dedi:
“Eğer ikinci kez Rabbimi zikredersen, bu sürünün üçte birini daha sana veririm. Ve eğer üçüncü kez Rabbimi anarsan, çobanlar ve köpeklerle birlikte tüm sürüyü al götür, senin olsun! Ve eğer, dördüncü kez zikredersen, ben de senin kölen olurum.”
Bunun üzerine Allah, Melek Cebrail’e şöyle buyurdu:
“Ey Cebrail! Dostumu nasıl buldun?”
Melek Cebrail, Rabbine şöyle cevap verdi:
“Dostun ne güzel bir kuldur.”
O sırada İbrahim Peygamber, çobanlarına seslendi:
“Ey çobanlar! Koyunlarımı şu arkadaşımın arkasından sürün götürün!”
Cebrail:
“Benim bunlara ihtiyacım yok” dedi. “Çünkü ben Cebrail’im”
İbrahim Peygamber ise ona şöyle cevap verdi:
“Ey Cebrail! Ben de Allah’ın dostuyum! O’nun adına hibe ettiğim şeyleri geri alamam!”
Bunun üzerine Allah, İbrahim Peygamber’e, sürüleri satıp, onların parası ile arazi ve emlak satın almasını ve o aldıklarını vakfetmesini emretti.
İşte, bu güne kadar, İbrahim Peygamber’in türbesine yapılan bütün masraflar bu vakfedilenlerdendir.
— M. Sami Ramazanoğlu, (Rûhu’l Beyân, 2/486)
Konular
- TESETTÜR ALLAHIN EMRİDİR BAŞÖRTÜSÜ DEĞİL…
- Dinsizliği Yayma Yöntemleri
- KADIN ÇALIŞMALI MI?
- yeni tesseture girdim
- İhlaslı olmak bizlere neler kazandırır.
- KENDİNİ ÖRTÜLÜ ZANNEDEN GİYİNİK ÇIPLAKLAR
- Kibir, Sonu Cehennemde Bitecek Olan Bir Hastalıktır
- evime kedi almak istiyorum yada kucuk kopek beslemek caiz mi?
- ÜMİTSİZLİK HAYATI KATLEDER MUTLULUĞU İSE MAHVEDER.
- Hayatın vazgeçilmezleri arasına ibadetleri de alın……
- gunahlar paylasilmaz mis caresizim
- ataturk
- Her halimize şükretmeli ve hamd etmeliyiz..
- Başörtüsü Nasıl Utanç Halkasına Dönüştü..
- Nefretin ve Şiddetin Kaynağı Dinden Uzak Yaşam
- karma sinif hikmetleri sokak ve okul erkek arkadaslarim
- vakit öğlen
- yuce kral aliya begovic ve islam hakkinda sozleri
- Aliya izzetbegovic ve sozleri
- Esselamu Aleykum // Merhaba, Günaydın
- Bu Zikirleri Dilimizden Düşürmeyelim..!!
- Kur'an-ı nasıl okumalı? Aliya İzzetbegoviç
- EVLİLİKTE MASUMİYET Mİ ÖNEMLİ YOKSA CAZİBE Mİ!
- HELALVE CAİZ KAVRAMINI HAYATINIZA YERLEŞTİRİN!
- benim askim
- Twitter’in Çıplak Ünlü Kadınları ve Günahkâr Takipçileri
- İMANINIZA CHECK UP YAPTIRIN.!
- hayatinizi yeniden gozden gecirin
- Menfaate Dayalı İlişkiler
- FARKI FARKEDEN FARUK