ÖŞÜR İLE ZEKATI TEFRİK ÖLÇÜLERİ

Öşrün farz olmasının şartı, ehliyet ve mahalliyet olmak üzere ikidir. Ehliyet, arazi sahibinin müslüman olması demektir. Mahalliyet, işlenen toprağın öşür arazisinden olması demektir. Bu vasıfta olmayan bir ye-re, mesela arazi-i haraciyeye, öşür vermek gerekmez.

Öşür, toprak mahsullerinin zekâtı olmakla beraber, diğer malların zekâtından farklı tarafları bulunmaktadır. Onları şöyle sıralayabiliriz:

a) Para ve ticaret mallarına yılda bir defa zekât verilmesi gerektiği halde, öşür arazisinden yılda kaç mahsûl elde edilirse hepsinden 1/10 (öşür) verilmesi lâzım gelir.

b) Zekât paranın ve malın kırkta birinden ödendiği halde, arazi mahsûllerinde onda bir üzerinden öşür verilmesi icap eder.

c) Zekâta tâbi olan bir mala sahip bulunan kimse, zekâtla mükellef olmak için, yıl sonunu beklemesi gerekir. Mahsülde böyle bir beklemeye müsaade yoktur. Hasat zamanı öşrün hemen verilmesi lâzım gelir.

d) Zekâtta mükellefin akıllı olması, erkeklik veya kadınlık çağına ulaşmış bulunması lâzımdır. Öşür arazisinde, mal sahibine değil, araziye bakılır, Sahibi fakir veya deli olsa da onun tarlasın da yetişen mahsülden öşür alınır

(1). Öşür, zekatta olduğu gibi, sırf ibadet değildir. Bir bakıma vergi olduğundan dolayı miras olarak varislere intikal etmiş bulunan mallardan da öşür alınır (2).

e) Para ve ticaret malı, yıl sonuna kadar bir artma göstermese bile, zekâta tâbi bulunmaktadır. Binaenaleyh, yıl sonunda mevcut olan malın değeri üzerinden zekâtı verilir. Öşür arazisi ekilmeyecek ve sulanmayacak olursa, mahsül yetişmeyeceğinden, bir şey vermesi gerekmez. Yani, öşür arazisinde, toprağın aslî kıymeti değil çıkan mahsül dikkate alınır.

f) Zekât mallarında farziyyetin tahakkuku için nisap miktarında bir malın bulunması şarttır. Öşür mükellefiyetinde bu husus ihtilaflıdır. Şöyle ki: İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed, çıkan mahsulün beş vesk miktarında olmasını ve bir yıl dayanabilecek cinsten bulunmasını ifade etmektedirler (3).

İmam Ebû Hanife (r.a.), "Çıkan mahsül az veya çok olsun, sebze ve meyve gibi yaş mahsüllerden olsun veya arpa, buğday, yulaf ve susam gibi kuru mahsüllerden bulunsun, öşrünün verilmesi gerekir" ictihadında bulunmuştur. Sahih olan ve fakirin lehine bulu-nan hüküm de budur (4). Çünkü ihtiyatla amel, daima tercihe şâyandır.

(1) Fetavâ-i Hindiye, c. 1, sh. 197.
(2) İbni Âbidin, c. 2, sh. 67.
(3) 5 vesk, 998,4 kg. (takriben bir ton) dur.
(4) İbni Âbidin, c. 2, sh. 67.


2 yorum

içinden çıkamadım ben bu öşür konusunun

10 da 1 mi 20 de 1 miverilecek.parasiyle sulanıyorsa ,parasız sulanıyorsa yağmur suyu ile sulanıyorsa,dünya bir masraf ediyoruz bazan zarar ediyoruz.masraflar çıktıktan sonramı ,parasıyle sulama masrafsa 20 de 1 , attığımız gübre ilaç çalıştırdığımız işçi bunlar masraf değilmi,yağmur suyu ile sulanıyorsa 10 da 1 ,deniyor .eskidenki koşullarla şimdiki durum çok farklı değilmi,benzeytin öşürünüde birtürlü çözemedim yağ çektiriyoruz onların öşürleri de nasıl verilmeli devletemi yoksa fakirleremi vereceğiz. nekadar.bazı sayfalarda okudum türkiyede öşür verilmez yazıyor yardım cı olursanız memmun olurum.

01.01.2007 - Misafirorhan

Bir takım insanlar biz

Bir takım insanlar biz devlete vergimizi ödüyoruz ne diye zekat verelim derler. Yine bu insanlar öşür mevzusunda da aynı bahaneyi sunarlar. Çıkan mahsulünüzün onda biri öşür olarak verilmesi gerekiyor. yukarıda da bu izah edilmeye çalışılmış. İslami bir kaide olduğu için en güzel tercihte bu öşrün kuran eğitimi va talebeleri için ayrılması olacaktır.

02.01.2007 - imdat sezer