Flört

Ne yapmalıyım?

Merhaba ben üniversite öğrencisi bir gencim.

Şuan çok darda olduğumdan size açılma gereği hissettim. Yaklaşık bir üç yıl öncesine kadar bende çevremde bulunan bilinçsiz insanlar gibiydim. Görüşlerim , fikirlerim çok farklıydı. Ancak nihayetinde dinimi gercekten öğrenmeye basladım. Birçok kötülüğü yapsamda, ALLAH'a şükürler olsun ki, çevremdeki bu kadar olumsuz etmene rağmen cinsel ilişkiye girmedim.

Ahh..bu kadınlar...

Pakize suda'nın kadınlar hakkındaki yorumu

* Bütün kadınlar birbirlerini rakip olarak görürler
Birbirlerini kıskanmaları için aynı meslekten olmalarıyla da menfaatlerinin çatışması falan
şart değildir Ortalıkta kendilerinden başka kadınların da dolaşıyor olması,kıskanmaları için yeterli bir sebeptir. Yolu kadınların görev yaptığı bir yere, örneğin bir banka şubesine düşen bir kadın, gördüğü muameleden bunu şıp diye anlayabilir.

* Bütün kadınların mutlaka koşulacak şartları vardır. "Seninle evlenirim ama...","dediğini yaparım ama..."

BİR TÜRK KIZININ DÜNYA GÜZELİ SEÇİLMESİ VE JÜRİNİN YAPTIĞI TARİHİ KONUŞMA

Bu ilginç olay Halit Turhan Bey'in hatıralarında yer almaktadır: “1932 yılında Cumhuriyet gazetesinin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Halis kazanmıştı. Aynı yıl Belçika'nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünya güzellik yarışması düzenlenmişti. 1913 yılında doğan Keriman Halis, bu yarışmaya Türkiye'yi temsilen katıldı. Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kişilerle görüştü ve konuştular. Yarışma gününde jürinin önünde kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar. Jüri salona geçip, puan değerlendirmesi yapmak istedi. Başkan kürsüye geçerek :

Fareler ve İnsanlar

Bu yazının, John Steinbeck' in " Fareler Ve İnsanlar " adlı kitabıyla bir ilgisi yok. Zaten yazının kendisi bunu belli edecek... Farelerden bahsetmek istiyorum ilk önce.. Evet farelerden... Doğadaki en tiksinç yaratık ne diye sorsalar fareler derdim... Farenin o kulakları, ayakları, kılları, gövdesinin iğrenç hali; kısacası farenin o bütün görünümünün tiksindiriciliği beni iğrendirir... Yaratılan hayvanları severiz, bu ayrı bir mevzu. Ama fare kendisinden tiksindiğimiz bir hayvandır... Bazı insanlar küçük beyaz farelere güzel derler ve severler.

Cinsel Kriz Ortamında Nereye Kadar Flört

Doç. Dr. Sefa Saygılı

Gençlerin öğrenmesi gereken en önemli konulardan birisi ancak meşru dairedeki cinselliğin zevkli ve tatmin edici olduğudur. Cinselliğin bir nimet olarak verildiğini, şehvetin ve cinsel dürtülerin imtihan olduğunu, sadece sevgi ve bağlılıkla birlikte olduğunda yani evlilikle yaşanmasının gerektiğini bilmelidirler.

Üstelik bu yalnız manevi ve ahlâki hassasiyetinin değil aynı zamanda ergenin zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığı yanında evliliğinin gelecekteki istikrarı açısından da çok önemlidir. Gencin cinsel tutkularına ve hislerine hakim olması, hayır diyebilmesi, cesaret ve güç göstergesidir. Bunu ispatlaması gerekir. Genç, iffetini korumakla yaratıcısının yasaklarına uyması karşılığında pek çok yönden faydalar elde edecektir. * AİDS, Frengi, Bel soğukluğu gibi cinsel hastalıklardan ve hamilelikten uzak duracaktır. * Suçluluk duygusundan ve kendine saygısını kaybetmekten korunacaktır. * Başkaları tarafından kullanılmaktan, sömürülmekten kurtulacaktır. * Kendine güveni artacak, kişisel gelişim fırsatları çoğalacaktır. * Daha sağlıklı ilişkiler geliştirecektir. * Kendini daha çok sevecek, kendinden hoşnut olacaktır. * Cinsel ilişki daha tatmin edici olacaktır. Medya Pompalıyor Günümüzde televizyon ve gazeteler cinsel deneyime gençleri özendirmektedir. Sanki böyle erken ilişkilere girmekle yetişkin olduğu izlenimine sürülmektedir. Anne ve babalar böylesine garip bir mantık karşısında şaşırmaktalar. Anne ergenin etrafındaki her şey sapık zihniyetin çığırtkanlığını yapmaktadır. Cinsellik sıradan bir şeymiş, ilişkiler gerçekleştirilmesi şart ihtiyaçlarmış gibi sunulmaktadır. Ergen nereye baksa, erişkinliğin cinsellikte başarı olarak empoze edildiğini görmektedir. Sonuçlar ortada Erken ve gayri meşru cinsellik ise gelecekteki evlilikleri mutsuzlaştırması bir yana pek çok probleme de yol açmaktadır. Bugün her yıl 1 milyon Amerikalı ergen hamile kalmaktadır. Bunların beşte dördü evli değildir. Yarısından fazlası kürtaj olarak bebeklerini aldırmaktadır. Yani ''ya bebek doğuran veya bebek öldüren çocuklar''durumuna düşmektedirler. Diğer mahzurları da göz önüne alındığında ergenin cinselliği evlilik hayatına ertelemesi şarttır. Ebeveyn Ne Yapmalı? * Çocuğuyla samimi ve doğrudan konuşmalıdır. Sıkıntılı değil, soğukkanlı ve rahat olmalıdır. Kendinden emin olmalıdır, endişeli değil! Prensiplerde kararlı ve açık olmalıdır. Oynak ve belirsiz algılanmaktan kaçınmalıdır. * Yine anne babanın çocuğuna güven duyması şarttır. Sık sık bu konuda ''başına bir şey gelip gelmediğine dair'' sorular sorarak güvensizlik gösterisinden kaçınmalıdır. * Ebeveyn çocuğuna sevgisini her fırsatta göstermelidir. Genç belli etmezse de anne babasının kendini sevdiğini bilmeye ihtiyacı vardır. Yoksa sevgiyi yanlış yerlerde aramaya kalkabilir. Evet evlilik öncesi cinsellik gencin ruhsal ve fiziksel sağlığı için zararlı olacaktır. Onu korumak ise en başta anne babasına düşer. Batı toplumlarında 13 yaşına düşen cinsel ilişkiye başlama zamanı bizi şaşırtmamalıdır. Şimdi onlar bunun acısını çekiyorlar ve önlemek isteseler de engel olamıyorlar. Dr. George H.Orvin, ''Ergenlik'' adıyla dilimize çevrilen kitabında (hyb yayıncılık) şöyle demektedir: "Batı toplumları erken ergenlikteki cinsel faaliyetlerden onayını çekmiştir. Bunun sebebi yalnızca ahlaki açıdan doğru bulmamak değildir. Aynı zamanda, psikolojik ve sosyal olarak huzur bulunmaması da göz önünde tutulmuştur"

"Müslüman flörtçüler" üzerine ibretli bir mektup!

Sizlere ibretli bir mektup sunacağım. Neredeyse yoruma hiç gerek yok; gerçekler tüm açıklığıyla ortada. Evet, Dilruba rumuzuyla yazan kardeşimizin mektubunu aktarıyorum:

Çok değerli Cemil Ağabey! Son zamanlarda evlilik, cinsellik ve gençlik üzerine kaliteli çalışmalar yapıyorsunuz. Ben de bir genç olarak yarama parmak bastığınız için bu yazıyı yazmak ihtiyacı duydum.

Ben erkeklerle hiçbir zaman muhatap olmadım. Lisede hocalarımla bile konuşurken başımı öne eğer, edep ve saygıyla onlarla konuşurdum. Hayatımda erkek olarak sadece babam ve ağabeyim vardı. Üniversiteye geldiğimde dindar, müsbet ve İslâmî bir bölümde okuyan bir beyle tanıştım. Ciddi olarak görüşüyorduk. Bu görüşmeler sırasında ben, kendi hayamla oturmaya, kalkmaya ve konuşmaya dikkat ederdim. Bildiğim dinî ve imanî hakikatları açıklamaya çalışırdım. Sonuçta muhatabım, sadece iman hakikatlarından haberdardı, ama içli dışlı değildi. Evliliğimizi, ileride nasıl bir hayat kuracağımızı, dünya ve ahiret saadetini, kısacası her şeyi meşru daire içinde konuşmuştuk. Bu görüşmeler sıklaşınca işin içine ister istemez nefis ve şeytan karışmıştı. Ben ise ona, bazı tutum ve davranışlarının yanlış olduğunu, yapmaması gerektiğini, meşru olmayan lezzetlerin haram olduğunu, branşı gereği bunları asıl kendisinin anlatması gerektiğini ifade etmeye çalıştımsa da, nafile... Sonunda bir nefis taşıdığım için ben de bu havaya kapılmıştım. İş ciddiye dönüşünce ailesinden sorun çıktı. Böylece bütün söylemler suya düştü. Yaptığım hatalar, günahlar, haram lezzetler bana kaldı.

Evlenmeden önce birbirimizi daha iyi tanımak için flört yapmamız uygun mudur?

Flörtten kaçmalıdır! Flört; kız ve erkeğin arkadaşlık kurmasıdır. Gerçekte evlenecek gençlerin böyle bir arkadaşlığa asla ihtiyaçları yoktur. Dinen de caiz olmayan bu arkadaşlığın, birçok mahzurları vardır. Flörtte bir tuzak vardır. Flörtte çok defa, kız, erkek tarafından kandırıldıktan sonra terk edilir. Flört, gençlerde gafilce tecrübelere yol açar. Bu tecrübelerin çoğu, kötü bir macerayla sonuçlanır. Ateşe atılanın yanacağını bilmesi başka, tecrübe için kendini ateşe atması başkadır. Yılan acaba nasıl sokar diye yılanla oynanmaz. Ateşle barut bir arada durmaz.

Herşeye rağmen ümitsizliğe asla! Heryerde O var!

Benim hikayem..

Bundan 4 sene oncesiydi. Internet denen illete bulasmis bir turlu kendimi ondan ayiramiyordum. Gunlerden bir gun birisiyle tanistim. Sohbeti güzeldi. Zevklerimiz inanislarimiz sözde ortakti.

Bir ay kadar telefon mesajlariyla gorustukten sonra bu iliskiyi gercege donusturmeye karar verdik. Ilk tanistigimiz gun cok utangac yuzume bile bakamayan bir bey vardi karsimda. Inancimiz ortakti, goruslerimiz ortakti. Sonra cikmaya basladik. Tamam demistim " iste aradigim kisi, yillardir özlemini kurdugum yuvayi kuracagim adam bu", beni sürekli koruyup kollayacak olene kadar sevecek kisi bu.

FLÖRT NE İŞE YARAR?

Konuşma deyince akla beraber çıkma ve flört de geliyor. İnsanların birbirlerini tanımak istemeleri çok normal tabiî. Ama flört dönemi, gerçek beraberliği aksettirmez çoğu zaman. Eğer flört, gerçek hayatın aynısı olarak yaşanabilse, belki evliliğin nasıl gideceğine dair ipuçları verebilir, ama bunun da başka bedelleri vardır malûm. Bildiğimiz anlamdaki flört, yani arada sırada görüşüp gezmek, sohbet etmek ise, aslında gerçek hayatta olunandan farklı bir kişiliğin sergilendiği bir dönemdir.

Örneğin kişi günün yirmi üç saati tek başına, sessiz ve sakin bir hayat sürüyor, biriken sohbet ve gezme ihtiyacını günde bir saatlik buluşmalara saklıyorsa, o bir saatte çok konuşkan, canlı, eğlendirici biri gibi davranabilir. Ve çıktığı kişi de canlı, atak, sosyal insanlardan hoşlanıyorsa onun gözüne hoş görünebilir. Ama iş evliliğe gelince, o hareketli görünen kişinin günde ancak bir saat gezmeye ve sohbete tahammül edebildiği, aslında çok durgun ve sakin bir hayatı sevdiği açığa çıkar ve sürtüşmeler başlar tabiî.

Gayri ciddi 'Dini nikah' ya da madalyonun öteki yüzü

Aşağıda bir bayan ziyaretçimizin mağdur duruma düştüğü ve başından geçen bir hadiseyi onun cümleleriyle paylaşağız. Gönül verdiği bir genç ve onunla ailesinden gizli olarak kıydıkları dini nikah sonrası yaşadıklarını hep beraber şahit olacağız:

"Merabalar.

Size yaşadıklarımı anlatmak istiyorum bu birkaç insan için ders olsa bile ne mutlu benim adıma.Yaklaşık bir sene önce tanışmıştık.Ben şuan bir tıp dalında masterımı bitirmek üzereyim.Bir yerde karşılaştık bende onu beğenmiştim oda beni ve benimle tanışmaya geldi bende tanıştım.Ozaman memleketime tatile gitmiştim ertesi gün okuduğum şehre geri döndüm.Onunla telefonda konuşmaya başladık.