Fethullah Gülen

ÖFKE VE BU HAFTAKİ DUAMIZ

Rabb'imiz! İşte ellerimiz, Sana kalkmış halde.. kalblerimiz, Sana tevekkül duygusuyla dopdolu.. ve biz huzurunda kemerbeste-i ubûdiyet içinde elpençe divan duruyoruz.
Senin güzel isimlerini, ulvî sıfatlarını, kitaplarında indirdiğin ve peygamberlerine bildirdiğin kelimelerini şefaatçi yaparak günahlarımızı bağışlamanı, kalblerimizi tertemiz hale getirmeni ve bizleri, nebîlerle, sıddıklarla, şehitlerle ve salih kullarınla beraber eylemeni dileniyoruz.

ÖFKE, insanın en zayıf damarlarından biridir

KALBİM UYUMAZ

Kalbim Uyumaz!..

Soru: Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’in “Benim gözlerim uyusa da kalbim uyumaz!” sözünü nasıl anlamalıyız?

Cevap: Hazreti Âişe validemiz, İnsanlığın İfthar Tablosu’nun (aleyhi ekmelüttehâyâ) gece ibadetini nazara verirken, bir keresinde kendisine “Yâ Rasûlallah! Vitr’i kılmadan mı uyuyorsunuz?” diye sorduğunu ve Allah Rasûlü’nün “Yâ Âişe! Şüphesiz benim gözlerim uyur, fakat kalbim uyumaz!” buyurduğunu söylemiştir.

Gece İbadeti ve Vitir Namazı

BU ŞEREF BİZE YETER( VE BU HAFTAKİ DUAMIZ)

[HAFTANIN DUASI]

Rabbimiz! Kalblerimizi Sana karşı haşyet ve reca duygusuyla doldur ve Senin kapından başka kapılara karşı içimizde bir temayül ve ümit duygusu bırakma.
Biz kullarını Sana tevekkül ve iltica hisleriyle rızıklandır! Bizi, kadın-erkek bütün kardeşlerimizi ihlasa ermiş ve erdirilmiş kullarını koruduğun gibi sıyanet buyur, ey sayılamayacak kadar nimetlerin, en güzel isimlerin ve en ulvî sıfatların sahibi Yüce Rab.
BU ŞEREF BİZE YETER

insan gururlanmada asla hakkı olmaz(ve duamız)

Zenginlik ve hoşsohbet olma gibi hususlar, zahiren insanın diğer insanlar üzerinde faikiyetini işaretlediği bir gerçektir. Halk böyle bir kişi hakkında hüsn-ü zan edebilir, o da bu hüsn-ü zanna itimat edip bel bağlayarak gurura düşebilir.

Keşke düşmese!.. Gurur, Arapça'da aldanma manasına gelir; insanın kendine ait olmayan bir şeyi kendi malıymış zannederek aldanması da bu cümledendir. Bu nokta-i nazardan dünyaya da, "İnsanların aldandığı dünya" manasına "Darü'l-ğurûr" (Bkz.: Âl-i İmran, 3/185) denmiştir.

sınırlı bir ömrün sınırsız karşılığı vardır

Bazen insanın sınırlı bir ömürle nasıl sınırsız bir cezaya (ebedi cehennem) çarptırılabileceği konusu insanların zihnini meşgul ediyor. İsrailoğulları böyle bir mülahazadan hareketle "Cehennem ateşi, sayılı birkaç gün dışında bize asla dokunmayacak!" (Bakara, 2/80) demişlerdir.

Aslında amel ve akıbet arasındaki bu tür münasebete göre Cennette de yapılan salih ameller müddetince kalmak gibi bir husus karşımıza çıkar!..

biz,hüsn-ü zanna memuruz...

Biz, Hüsn-ü Zanna Memuruz!..

Soru: Bir mü’minin düşünce dünyasında hüsn-ü zannın yeri ne olmalıdır? Cenâb-ı Hakk’a ve insanlara karşı hüsn-ü zannın çerçevesi nasıl belirlenmelidir?

"İBADET VE GÜNAH OLURMU?"

İbadet yapmakla birlikte günah işleyen kişinin durumu

Zayıf olsa da içki içenin ibadetinin makbul olmayacağıyla alakalı bazı hadisler vardır. Bunun gibi haset eden bir insanın amellerinin yanıp gideceğiyle alakalı rivayetler de vardır.


Zannediyorum günah işleyenlerin ibadetlerinin kabul olmayacağını düşünenler bu kabil şeylere dayanarak öyle konuşuyorlardır.

"BEN DEĞİŞMEM BEN BUYUM" VE BİR DUA

"Ben değişmem, ben buyum" diyen kimse hiç değişmez. Çünkü değişmeye niyeti yoktur. "Ben değişmem, ben buyum." sözü bir bakıma doğrudur. İnsanlar hiçbir zaman bütün bütün değişmezler.

din vicdan işi midir?

Bu konunun insanî ve hukukî olanı şöyledir: Bir dindarın dindarlığına kimse müdahale etmemelidir. Evet, bir insanın dinî hayatına müdahale edilmez.

EY GÜZELLER GÜZELİ GEL....

Ey Güzeller Güzeli Sevgili Gel!..

İlk yaratılan nur O'nun nurudur. O zuhur etmezden evvel gündüzün geceden, baharın da kıştan farkı yoktu. İyilikler, kötülüklerle iç içe; akıl nefse yenik, ruh da bedenin esiri idi. Varlığın sırrını keşfedip akla yüksek hedefler gösteren, düşünceye kapılar açıp insanın ebedlere namzet olduğunu âlemşümul bir dille haykıran O'dur. Her şey gibi zaman da gerçek manasını o güzeller güzeli Sevgili’yle bulmuştur.

rahmetin müjdecisi

Rahmetin Müjdecisi

Soru: Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin hem beşîr hem de nezîr oldukları belirtilmektedir. Beşîr ve nezîr tabirlerinden maksat nedir? Günümüzde, irşat ve tebliğ yolunda nezîr olmanın gereği yerine getirilirken nasıl bir üslup takip edilmelidir?

Cevap: Beşîr; güzel haberler veren, doğru yola teşvik eden, imrendirerek iyiliklere yönlendiren ve mükâfat vaad ederek yüksek hedefler gösteren güleç yüzlü müjdeci demektir.

Allah için başla Allah için işle vesselam

[KÜRSÜ] Allah için başla Allah için işle vesselam


Bir işe başlarken Besmele (Bismillah) ve Hamdele (Elhamdülillah) ile başlamak, işin bereketi adına çok önemlidir. Mü'minleri bu hususa teşvik eden ve metinleri birbirine benzeyen hadislerin Besmeleyle alakalı rivayetlerinde hem "ebter" hem de "akta" lafızları kullanılmıştır ki, bu iki lafız da güdük, kesik, bereketsiz manalarına gelmektedir.


Yani "İş diyebileceğimiz herhangi bir şey, Besmeleyle başlamazsa onun sonu gelmez, bereketi olmaz; başladığı gibi bereketsiz biter." demektir.

HİÇ UMULMADIK KİMSELER KAYBEDEBİLİR

Hiç umulmadık kimseler kaybedebilir


"Birbirine en uzak şeyler nelerdir?" denilirse küfür ve iman diyebilirsiniz; neticeleri itibarıyla böyledir. Fakat, hayat içinde yaşadığınız şeyler itibarıyla; hisleriniz, hevesleriniz veya vicdanınız, şuurunuz ve latife-i Rabbaniyeniz açısından bakınca birbirine en yakın şeyler de küfür ve imandır.




Aralarında incecik bir perde vardır.

" BEN DÜŞMEM " DEME...

"Ben düşmem" deme!..


Hubb-u câh herkesin yakalanması muhtemel olan öldürücü bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalanmama hususunda hiç kimsenin teminatı yoktur.

SİZ KENDİNİZİ DEĞİŞTİRMEDİKÇE

Siz Kendinizi Değiştirmedikçe...

Soru: Kur’an-ı Kerim’de, mealen “Bir toplum, özündeki güzel meziyetleri değiştirmedikçe Allah Teâlâ da onlara lütuf buyurduğu nimetlerini ve iyi hali değiştirmez” buyuruluyor. Bu açıdan, değişip başkalaşmaktan korunabilmemiz ve kendimiz olarak kalabilmemiz için neler tavsiye edersiniz?