ahiret
Ne İçin Yaratıldığımızı Unutmayalım
Samimi bir Müslüman için hayatındaki en önemli şey Allah’ın rızasını kazanmak ve O’nun emir ve yasaklarına uyarak yaşamaya çalışmaktır.
Çevremize baktığımızda ‘ belki kendimiz de dahil ’ pek çok insanın bu önemli gerçeği unutarak yaşadığını görürüz. Kimi daha fazla para kazanmak telaşında, kimi çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek gayretinde, kimi güzel bir araba, ev ve lüks eşyalara sahip olma çabasında, kimi de daha güzel olabilmenin peşinde… Milyonlarca insan ve milyonlarca amaç…
Toplumun İlacı Şefkat ve Merhamet
Mutlu ve huzurlu bir toplumun oluşabilmesi için Kuran'da tarif edilen gerçek merhamet anlayışının, o toplumun insanları tarafından yaşanması gerekir. Merhamet ve şefkat anlayışı yaşanmadığı sürece kargaşa ve huzursuzluk o toplumdan eksik olmaz. Çünkü merhametin ve sevginin olmadığı yerde sevgisizlik ve zulüm vardır.
Seçimimizi Bir An Önce Yapalım
Zamanın hızla ilerlediğini farkedebilmek için şöyle geriye dönüp bakalım. Uzun yıllar geçmesine rağmen herşey sanki dün yaşanmış gibi gelir insana. Çocukluk yılları, okul heyecanı, evlilik ya da hayatımızın dönüm noktası olan diğer olaylar.. Hepsinin üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen herşey yeni gibidir hafızamızda..
‘Nasıl geçti bunca yıl anlamadım’ dediğimiz olmuştur mutlaka. Peki bu kadar çabuk geçen bir ömrü nasıl değerlendiriyoruz? Allah’ın rızasını gözeterek mi, nefsimizi doyurmaya çalışarak mı?
Medyanın Gücü
Medyanın toplum üzerindeki etkisinin ne kadar büyük olduğunu hepimiz biliyoruz. Her gün gazete, televizyon ve internet aracılığıyla, istenilen bilgi, haber, yorumlar insanlara ‘istenildiği’ gibi verilmekte ve beyinler çok ince ayarlarla kontrol altına alınmaktadır.
Görüntülere Bakışımız
Doğduğumuz andan itibaren bedenimizde var olan eksiklikler, kusurlar, hayatımız boyunca yaşadığımız olumsuz olaylar, istemediğimiz ve şikâyet ettiğimiz her şey aslında Allah’ın bizler için yarattığı görüntülerdir. Bu görüntüler, dünya hayatına verdiğimiz öneme ve önceliğe göre bize etki eder.
Çözüm İslam Birliği
Geçmiş…
Açlık ve sefaletle mücadele eden Somali’nin İslamiyet’le tanışması Mekkeli müşriklerden kaçan Müslümanların Habeşistan’a göç etmesiyle başladı. İngiltere’nin sömürgesi haline geldikten sonra savaşlar, açlık, salgın hastalıklar ve çeşitli felaketlerle mücadele etmek zorunda kalan Somali halkı, 1984 te İngilizlerin kuzey Somali’yi, 1987 de İtalyanların güney Somali’yi işgal etmesiyle daha da zor bir hayat yaşamaya başladı. Baskı, zulüm, şiddet…
Dürüstlükte Kararlı Olmak
Koşullar ne olursa olsun, zarar göreceğimizi bilsek de doğru sözden, adaletli davranmaktan vazgeçer miyiz? Hepimiz bu soruyu kendimize soralım…
Çok büyük bir hata yapmış olabilirsiniz. İşlediğiniz hatanın açığa çıkmasından ya da birilerinin zarar görmesinden çekinerek içinde bulunduğunuz zor durumdan ufak bir yalanla kurtulmayı mı düşünürsünüz yoksa dürüstlükten ve adaletten ayrılmamayı mı?
Hayata Bakış
Etrafınızda sürekli söylenen, birşeylerden şikayet eden insanlara mutlaka rastlamışsınızdır. Genelde toplumun her kesiminde bu tür insanların varlığına şahit oluruz. Hatta belki biz de o insanlardan biriyizdir. İşler planladığımız gibi gitmediği zaman verdiğimiz tepkiler, kullandığımız sözler ve aklımızdan geçenler, hayata bakışımızın bir resmidir aslında.
Gün içinde yaşadığımız olaylara bakış açımızın ve yaklaşımımızın nasıl olduğunu düşünelim.
İnananların Birbirine Karşı Tavrı
Yeryüzünde değişik inançlara, siyasi görüşlere, fikirlere sahip birbirinden farklı milyonlarca insan bir arada yaşar. İnançları ve hayata bakış açıları ne kadar farklı da olsa birbirlerine saygı duymak ve hoşgörüyle yaklaşmak durumundadırlar. Saygı ve hoşgörünün olmadığı, birinin diğerine zorla fikirlerini ve inançlarını dayattığı bir toplumda çatışmalar ve gerginlik asla eksik olmaz.