İftira

Tabular Yıkılıyor I

Aslına bakılırsa Osmanlı Devleti,adı henüz konmamış bir Cumhuriyettir
(Marquis Villeneue)

Cumhuriyet’in ilanından bu yana şanlı tarihimize yapılan iftiraların ardı kesilmemekte.Tarih kitaplarımız karalama kampanyaları için kullanılmaya başlanmış,tarihçi geçinen birçok insan da ideolojisine uygun olarak Osmanlı’ya bir kılıf giydirmeye çalışıyor.

İşte bu kılflardan birisi de,Osmanlı Padişahları’na isnat edilen diktatörlük kılıfıdır.

KAZF (iffete iftira atmak)

Kuvvetle atmak, sözü ağzından atıvermek, dokundurmak, iffetine iftira etmek. Namuslu bir erkek veya kadına "sen zina ettin..." ey zaniye..." gibi sözlerle zina suçlaması yapmak anlamında bir Islâm hukuku terimi. Kazf büyük günahlardandır. Bu konuda Cenab-ı Hakk "Şüphesiz namuslu, kendi halinde olan mü'min kadınlara (zina iftirası) atanlar, dünyada ve âhirette lanet olunurlar. Onlar için büyük bir azap vardır" (en-Nur, 24/23) buyurmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s) de bir hadis-i şeriflerinde, kazfi, insanı helâka götüren yedi unsurdan biri olarak zikretmiştir (Buhârî, Vesâyâ, 23).

Bir İftira İle Gelen

SAADET ASRINDA sahabilerin yaşadığı olayların en unutulmazlarından biri, Hz. Âişe’yi hedef alan bir iftira sonrasında yaşananlardır. Bu iftiranın üretildiği ânı takip eden günler ve haftalar boyu, Âişe validemizi, Resûlullah’ı, Ebu Bekir ailesini ve bir bütün olarak mü’minler topluluğunu feci şekilde sarsan bir sınanmadır yaşanan. Sebepler dairesinde ne Hz. Âişe’nin(r.a.), ne eşi Hz. Peygamberin, ne babası Hz. Ebu Bekir’in çözmesi mümkün olmayan iftira düğümünün gelen vahiyle çözülmesi ise, o gün bugündür müthiş bir ehadiyet dersi verir anlayana. Ki, sahabiler, bu dersi en iyi anlayan insanlardır; zira bu dersi, ilk elden, capcanlı, taptaze bir halde almışlardır.

HZ. AİŞE'YE İFTİRA HADİSİ

Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.) bir sefere çıkmak istediği zaman kadınları arasında kura çekerdi. Kura kime düşerse Allah Resulü onunla birlikte sefere çıkardı.

Hz. Aişe devamla:
Gazaya gitmek istediği bir gazvede de aramızda kura attı ve bu kurada benim ismim çıktı. Ben Resulüllah ile beraber sefere çıktım. Bu sefer, hicap ayeti indirildikten sonra idi. Ben havdecimin içinde bindirilir ve (konak yerine) onun içinde indirilirdim. Bütün yolculuğumuzda böyle oldu. Nihayet Resulüllah bu gazasından ayrılıp da döndüğü ve Medine'ye yaklaştığımızda bir gece yürüyüşü bildirdi. Hareket izni verildiği zaman ben kalkıp yürüdüm. Hatta orduyu geçtim. Hacetimi yerine getirdiğim zaman dönüp yerime geldim. Bir de göğsümü yokladım. Baktım ki Yemen'in gözboncuğundan dizilmiş gerdanlığım kopup düşmüş.

IFK OLAYI

Ifk; yalan, büyük yalan, Iftira namuslu birinin namusu hakkinda Iftira etmek.

Ifk olayi; Islâm tarihinde Resulullah (s.a.s)'in zevcesi ve müminlerin annesi (el-Ahzâb, 33/6). Hz. Âîse hakkinda münâfiklar tarafindan uydurulan Iftira olayinin adi. Olay Buhâri, Müslim gibi ana kaynaklarda tafsilâtli olarak anlatilir. Bizzat Hz. Âîse, olayi cereyan tarzi ve sebepleriyle birlikte detayli olarak anlatmaktadir.

Olayin gerçek yüzü münâfiklarin, Medine'de güvenli bir yurt edinen ve günden güne gelisen Islâm toplumunu parçalamak için Islâm peygamberinin aile mahremiyetini hedef alarak, bas vurduklari bir aleyhte propaganda ve karalama hareketidir. Onlar, Resulullah'in, en yakin arkadaslari ile arasini açabilirlerse, Islâm'i yok etme emellerine kIsa yoldan varabileceklerini zannediyorlardi. Münâfiklar Mustalikogullarina karsi düzenlenen cihat harekatinda, Hz. Âîse'nin basina gelen normal bir olaydan yararlanarak Hz. Ebu Bekir'le Resulullah'in arasina fitne sokmaya ve Resulullah'i gözden düsürmeye çalistilar.