Gülay Atasoy

Çiçekler Kış Fırtınalarının Ardındaki Baharda Açar

Günümüz gençliği evlilik hayatında küçük bir problemle karşılaştığında hemen pes ediyor. Dünyanın tavanı başlarına çöküyor ve "Yok canım bu evlilik gitmez. Daha ilk günde böyle olursa bunun sonu nasıl gelir?" diye düşünmeye baş­lıyor.

Evet, bazen sonu gelmeyen, yıllar geçse, eşi sabretse de netice alınamayan evliliklerin varlığı bir gerçektir. Bunlar bir kenara; konumuz, "eften püften" şeyler için karamsarlığa düşerek sabır gücünü yitirenlerin evliliği; yani daha düşmanın ordusu gelmeden düşmanın üzerine askeri göndererek telef etmek gibi; gelecek günler gelmeden "Öyle olursa, böy­le giderse düşüncesiyle" evlilikteki sabır kuvvetini tüketerek ümitsizliğe düşmek... Gelecek günler, henüz gelmemiş, ge­celerin nelere gebe olduğunu; ancak Allah bilir. Belki bera­berinde çok güzel mutluluklar getirir.

Eşler mutluluğu nasıl artırabilir?

Mutluluk, eşlerin birbirine karşılıklı saygısıyla var olabilir. Evliliğinizi eşinizle karşılıklı bir mücadele ortamına dönüştürmeyin. 'Ben' yerine 'biz' düşüncesini yerleştirin. Mutluluğunuz kötü huylara kurban gitmesin.

Mutlu olmak isteyen eşler, şu yedi "M"ye dikkat etmelidir.

1. Mutlu olmayı isteyin

Bazen insan eşinde aradığını bulamaz. Hayal kırıklığına uğrar. Mutlu olamayacağı kanaatine varır. Böyle durumlarda hemen yelkenleri suya indirmemek, ümit ışığını söndürmemek gerekir. Beyninize "Bu evlilik yürümez, bu eşle hayat bitmez." yerine "Kayaların altından sular fışkırır. Çamurlu toprakların içinde güller biter." düşüncesini yerleştirin.

2. Mutluluğunuza sahip çıkın

Hayali bir mutluluk peşinde koşmayın. Bu koşu sadece enerji sarf ettirir. Elinizdeki mutluluğa sahip çıkın. Onu avuçlarınızda tutun. Onu büyütmenin yollarını arayın.

Evlilik, Mutluluk Şalını Örmektir

Genç adam koşarak geldi:

- Özür dilerim hayatım, seni çok beklettim. Biliyorsun trafik çok, beni beklerken yoruldun mu?

- Evet, bekledim, biraz da yoruldum; ama önemli değil canım. Ben artık senin huyunu öğrendim. Seni bu huyunla seviyorum. Bu yaştan sonra değişecek değilsin ya!

- Allah razı olsun ne kadar anlayışlısın.

Aile mutluluğunun en önemli unsurlarından biri, eşlerin birbirlerinin yanlış davranışlarını anlayışla karşılamalarıdır.

Başörtülüler gerçekten evde mi kalıyor?

Günlerdir dillerde dolaşan üzücü bir söylenti var. Güya dindar erkekler, başörtülü yerine başı açık kızları tercih ediyormuş. Bu sebepten de başörtülü kızlar evde kalıyormuş.. Öyleyse kızlar başlarını örterse evde kalırlarmış!



Bizim genç kızlığımızda annelerin en büyük korkusu buydu. Bir genç kız başını kaparsa evde kalır. Öyleyse evlensin de örtünsün düşüncesi hakimdi.



Fakat hiçbir başörtülü kız da evde kalmazdı.

Evlenecek gençlerin dikkatine!

Her genç hayaller kurarak evlenir. Kimi “kalbine mukabil bir kalp” “bularak mutluluğu yakalar, kimi yakalayamaz. Hayat arkadaşına “İyi ki evlendim.” diyenler olduğu gibi; “Ah! Keşke evlenmeseydim..” diye feryad ü figan edenler de vardır… Yeni evlenecek olan gençler sonradan “keşke” demek istemiyorlarsa şu noktalara dikkat etmelidirler:
1) KENDİNİZİ TANIYIN
Eşinizi tanımadan önce kendinizi tanıyın. Evlilikten ne bekliyorsunuz? Evlilik sizin için ne ifade ediyor? Neden evleniyorsunuz? Evlilik bir fantezi mi? Yoksa hayat arkadaşlığı mı?