Zehirli Ok

söylediklerinizin tümüne

söylediklerinizin tümüne katılıyorum

09.01.2008 - tülay

ay dayanamadimmm

bak mesala ben ne nurcuyum ne bucuyum..... ama Allahin yoluna giden hickimseye laf atmiyorum... ve ben inanmiyorum ki bunu nurcu bi kizin yaptigina... Allah rizasi her nurcu kiz veya vs bilir ki dogruya cagirmanin yolun haramdan gecmedigini.... cunku taniyorum ornegin ben camura dusmus biriyim cikmam okadar kolay deil ama yaptigim hatalarin baskasinin yapmasini istemem dogrulari soylerim anlatirim... cunku camura dusmek dusmek okadar kolay ki cikmaksa bikadar zor cikmaya calistikca her insan hata yapabilir.... kirlenmis bu leke camasur suyuyla gideceginin hemen nerden farkina varsin......biraz beklemesi lazim tum lekeler cikana kaDAR.... o yuzden sus

09.01.2008 - faye

Rıza gözü,ayıplara karşı kördür.Kem göz ise kusurları araştırır.

1- "Rıza gözü, ayıplara karşı kördür. Kem göz ise kusurları araştırır." Ali Mâverdî, Edebü'd-Dünyâ ve'd-Dîn, s.10; Dîvânü'ş-Şâfiî, s.91.

2- İyi ve izzetli birine iyilik edersen, onu elde edersin. Kötü birine iyilik edersen, o daha da azar.(Bu beyit Mütenebbi'ye aittir. Bkz. el-Örfü't-Tayyib fî Şerhi Dîvâni't-Tayyib, s.387.)

3- "Boş sözlerle, çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman, izzet ve şereflerini muhafaza ederek oradan geçip giderler." Furkan Sûresi: 25:72. "Eğer onları affeder, kusurlarına bakmaz ve bağışlarsanız, şüphesiz ki Allah da çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir." (Teğabün Sûresi: 64:14.)

Diğer bölümlerde tartışma uzamasın,kalpler kırılmasın diye bitirmeye çalışıyorum;ama bakıyorum aynı hal ve hareketlerinize devam ediyorsunuz. 2.bölümdeki sözün doğruluğunu müşahede etmiş bulundum sayenizde.3.bölümdeki ayete uyarak gidiyorum tabi sizi Allah(c.c)'a havale ederek;beni unutmayın mahşer gününde muhakkak karşılaşacaz diye düşünüyorum.Bakarsınız yanımda burada yerden yere vurduğunuz kardeşlerim de olur...

Hak,tepene inen bir kılıç da olsa,boynunu ona uzatmaktan çekinme..!

09.01.2008 - cihan

Kin ve adavetin,Hakikat ve Hikmet nazarında zulüm oluşunun izahı

Soru
Yirmiikinci mektub Birinci Vecihde Hakikat nazarında zulümdür.İkinci Vecihde hikmet nazarında zulümdür.diyor.Hakikat ve hikmet nazarında ne demektir.farkı nedir.

Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;


Uhuvvet risalesinde, kin ve adavetin hakikat ve hikmet nazarında zulüm olduğu ifade edilmektedir.

Hakikat nazarıyla bakmak; adavet, kin ve hasedin hak ve hukuk nokta-i nazarından zararını değerlendirmektir. Üstadımız; hak ve hukuk açısından, kin ve adavetin müminler arasında nasıl bir zulme vesile olduğunu, sefine misaliyle gayet güzel ve aşikar olarak anlatmaktadır.

Hakikat noktasında, müminin mümine kin ve adavet beslemesi büyük bir zulümdür. Yani mümin böyle bir muameleyi, hakikat ve hak açısından hak etmiyor.

Çünkü mümin kardeşimize kin ve adavet etmemize sebebiyet veren haller ve sıfatlar, hem azdır hem de zayıftır. Buna mukabil muhabbet ve şefkat edecek, haller ve vasıflar ise; hem çoktur, hem de kuvvetlidir. O halde, beğenmediğimiz zararlı ve menfi sıfatlar için; o müminin iman, İslamiyet ve insaniyet vs. gibi sıfat ve hasletlerini reddetmek, kabul etmemek veya mahkum etmek, hak ve hukuk açısından yanlış olduğundan zulümdür.

Hikmet nazarında, mümine kin ve adavet beslemek de ayrı bir zulümdür.

Buradaki mana ise; bir mümine adavet beslemenin maslahatı ve faydası olmadığını anlatmaktır. Yani mümine, kin ve adavetle bakış, hikmetsiz, ibretsiz, faydasız, menfaatsiz ve maslahatsız bir bakıştır.

Zira manen kusurlu ve yaralı bir kardeşimize, adavetle bakmak değil, eğer faydalı olunacaksa ve tedavi edilecekse, bir doktor gibi şefkat ve merhametle yaklaşıp, lütufla ıslahına çalışmak hikmetin icabıdır. Çünkü hikmetle bakış hastayla değil, hastalıkla mücadeleyi icap ettirir. Bu ise; hastalıklarla mücadele etmek, hastaya karşı da şefkatle ve merhametle yaklaşmak demektir.

Ayrıca uzun vadeli dargınlık ve adavet; uhuvveti ciddi bozacağından ve inatlaşmaya götüreceğinden bu da, maslahatsız ve hikmetsiz bir davranıştır.

Demek ki mümine karşı kin ve adavetle yaklaşmak ve bakmak;1. vecihte, hukuk, hak ve gerçekler nokta-i nazarından zulümdür.

2. vecihte ise hikmet açısından; faydasız, maslahatsız ve menfaatsiz olduğundan, ayrıca bir zulümdür.


Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur Editör








Hak,tepene inen bir kılıç da olsa,boynunu ona uzatmaktan çekinme..!

10.01.2008 - cihan

herkes asıl işine baksın

madem o kadar müslümansın bırak nurcusunu süleymancını yada herneyse asıl ilgilenmen gerekenlerle ilgilen ne garip bi durumdur bu sanane kardeşim nurcu kızlardan tebliğ irşad görevini yapabileceğin onlarca insan vardır eminim bak bakalım çevrene müslüman müslümanın düşmanı oluyor sizin yüzünüzden bırakda kim doğru yolda ALLAH hüküm versin senin haddine mi düşmüş kusura bakma ama sinirlendim.

08.01.2008 - tülay

VEBALİNİ ALMA DERİM;

Sevgili Tahkik;
Sanırım inadına yapıyor anlamaya çalışmıyorsun,Neden kendin (dosdoğru yolunda)gitmek yerine İnsanlığın iftihar tablosunu NUR'lu beyanlarında buyurdukları gibi Kurtuluşa eren 1 fırkadan olan cemaatın özelliklerinden olan "müslüman kardeşleri hakkında konuşmazlar" düsturunu uygulamıyor,kendi sevaplarını, ne yaptıklarına,hangi hizmetle uyraştıklarını anlamaya çalışmadığın diğer cemaat mensuplarına kaptırma tehlikessine düşüyorsun.Ehli takvasın tamam. Ama diğer cemaatları eleştirmek hatta gıybetini yapmak sana sadece zarar verir.Allah korusun Diğer tarafda MÜFLİS olmak da var.Biliyorsun ki düşmanlık, sıfatlara yapılır,fiili işleyene değil,yanlış fiili yapan insana yanlışı göstermek esastır.Yoksa kalpleri fethetmek imkan dışıdır.

Bütün güzellikler İnanan ve o yüce vazifeyi sırf rızayı ilahi için yapan Allah dostları ile olsun

08.01.2008 - suleyman

Fetva cihetini tercih edenlere bir şey demem ama.........

Fetva cihetini tercih edenlere bir şey demem ama.........ortada fetva değil tavizler var niye anlamak istemiyorsunuz,eğer sizler fetvada bizler takvada gitsek zerre kadar size ilişmem,ama sizin gitiğiniz yol fetva değil tavizdir.
korkmayın sizin kırtasiyerenize,kargolarınıza,hastanelerinize düşman değiyilim,buralar dururken başka yerlere gidecek değilim,alternatifi iyisi yoksa insanları sizin dersanelereinize sevk edeceğim,ama din namına yapılan yanlışları tasdik etmeyeceğim.bidalara taraftar olmayacağım,açtığınz zararlı çığırlara taraftar olmayacağım,
yav bir insanın hiçmi kusuru olmaz hiçmi hata etmezhiçmi yanlış yapmaz,hiçmi şaşırmaz,hiçmi yanılmaz,hiçmi yanlış hüküm vermez bu kadar taasup olurmu kardeşim bir insana böyle taasubane bağlanılırmı.hatadan kusurdan müberra münezzeh görülürmü,niye inat ediyorsunuz niye yapılan hataları kabul etmiyorsunuz,niyyeeeeeeeeeeeeee.


Boş ve abes sözlerin maskaralığını yapmaktansa
güzel sözlerin hamallığını yapmayı tercih ederim.

08.01.2008 - tahkik

DÜŞMANI ANLIYORUM DA AH ŞU DOSLAR?

Sevgili Tahkik;

Neden tebliğinizi yapmıyor,kalpleri fethetmek için çalışıp islamın güzlelliklerini insanlara anlatmak yerine yorumcu arkadaşların da belirttiği gibi şu şunu yapmış bu bunu yapmış onlarla uğraşıyorsunuz.Allah'ın peygamberlerden istediği ve miras kalan en önemli vazifeyi ifa yerine, el ele verip daha güzel hizmetler yapmak yerine,
karşı cephenin açtığı yaradan daha beterini yapıyorsun.
Kur'an telebesiyim derken Risale okuyorum dereken takiye yapıyorsun izlenimi uyanıyor insanda nedense.Çünki hiçbir Nur (Kur'an) talebesi Ene sini öne almaz, diğer hizmet ehlini kardeş olararak görür,ve en önemli vazifenin rıza makamı olduğunu bilir.Bundan dolayıdır ki başkasının arkasından konuşmaz,olaki arkasından sizin gibi konuşan ehli iman,ehli takva birisi konuşursa,ozaman bile savunmaya geçmek yerine "kardeşlerim zannedersem yorum hatası yapmış herşeye rağmen hakkımı helal ediyorum" der.
Halbuki yazılarınız maşaallah zehir zenberek ,Hepimizi cehenmemin en kızgın tabakasına koymadığınız kaldı.Biraz insaf lütfen.
o KADAR ÇUVAL İÇİN DE BİRKAÇ ÇÜRÜK ELMA OLMASI NORMAL DEĞİL Mİ.KENDİ ARKADAŞLARINIZ ARASINDA ARIZİ OLARAK DA OLSA SÜRÇEN ARKADAŞLARINIZ OLMADI MI.
lÜTFEN İNSAF GÖMLEĞİNİ GİYİNİN ÇÜNKİ MADEM BİR NUR (KUR'AN)TALEBESİYİM DİYORSUNUZ.HATALARI SETREDİN.VE DAHA GÜZELİNİ YAPMAK İÇİN ÇALIŞIN.
DİKKAT EDİN ŞEYTAN SİZE YAPTIKLARINIZI GÜZEL GÖSTERMESİN.SAĞDAN VURULMAYIN.

ALLAHIN SELAMI ONUN ADINI YÜCELTMEK İÇİN ÇALIŞANLARLA OLSUN

09.01.2008 - suleyman

Haddi Bildirmek Derdine Düşmeden Önce Haddini Bilmeli İnsan.

Zındıka grubu bile üniversiteye almamak için her yolu denerler, sokakta görseler iğrenirler de insaflı olanları yine de haklarını verirler.Sizinki düşmanlıktan öte sözler.Onların yaptıklarının doğru ya da yanlış olmasından geçtik, bu kadar ağır ifadelerle onların gıyabında konuşmak hangi dinin temeline, hangi iman esasına dayanır?
Öfkeniz o kadar fazla ki diyeceklerinizi karıştırmış, her iki durumda da küçük düşürmek için kendinizle çelişkiye düşmüşsünüz."...NEŞRİYATLARA KUDSİYET VEREREK DÜKKAN DÜKKAN DOLAŞARAK NEŞRİYATLARINI ERKEKLERE PAZARLARKEN BİRAZCIK İÇİNE CAZİBEDARLIK KATAN,OKUL İÇİNDE ZALİME ,DIŞINDA ALLAHA İTAAT EDEN,İÇERİDE ONLARIN DIŞARIDA ALLAHIN EMİRLERİNE UYAN..." Erkeklere pazarlamak gibi bir durumun söz konusu olabileceğine ihtimal vermemekle birlikte, böyle bir şey yapan birisi dışarda da zalimlere itaat etmiş olur.
Vicdanınıza kulak verin.Onlar iyi işler de yapıyorlar.Bunun açık örneğine ben de şahit oldum ve oluyorum da.Ancak bunu ben şöyle özetliyorum:Çamurdan birisini çıkarmak Allah rızası için her müslümana vazifedir,elden bir şey gelmese de vicdana sızı verir.Ancak çamurdan birisini çıkarmak için dışardan uzananılabildiği kadar el uzatılmalı.Çamura girip pisliğe bulaşılmamalı. Bu manada ben de pek taraftar değilim onlara ve verilen fetvaya.
Evet,insanların hayrı bulmasında vesile oluyorlar, ama şu var ki onlar da şerre bulaşıyorlar.İş sadece baş açmakla kalmıyor.Hakikat böyle.Kaçsanız da çamur dolu bir yerde paçanız illa ki çamur olur.
Gel gelelim tahkik bey, daha itidalli olabilirsiniz.Bunu onlarla konuşmalısınız. Düşmana karşı birlik yapmanın zamanıdır.Ayrıca şunu siz de muhakkak bilirsiniz:Bir gemide 9 hain bir masum bulunursa o gemi o masum hatrına batırılamaz.
Allah kaleminizi niyetinizle aynı doğrulukta yürütsün.Amin.

02.01.2008 - eflatun

Arif bey ve Nusret KARDELEN'in yazasını iyi okuyun.

Kardeş alttaki Arif bey ve Nusret KARDELEN'in yazısını iyi okuyun iki yazıyı iyice okursanız.memnun olurum.fazla söze hacet yok.

Boş ve abes sözlerin maskaralığını yapmaktansa
güzel sözlerin hamallığını yapmayı tercih ederim.

03.01.2008 - tahkik

tahkik bey

İki yazıyı da okudum.Arif Bey'in yazdıklarına kısmen katılıyorum;Nusret Kardelen Bey'in yazdıkları zaten alıntı ve tamamen doğru.
Arif Bey sohbet sitelerinde bir ayrıntıyı gözden kaçırmış:Tamamıyla nurcu kızlarla dolu olduğunu söylerken kızların hepsiyle tanışmış olmalı ya da öyle bir arkadaş çevresi var ki sohbet odalarında ne var ne yok biliyorlar.Ama ben de Arif Bey'i bir yazısıyla karalamıyorum ve diyorum ki,ön yargılı davranıyor.
Arif Bey de Nusret Kardelen Bey de Nur deryasına dalmış insanlar kanımca.Bu ortamda aynı deryada ıslanmış ve nurlanmış hanımlar da var.Erkeklerle sohbet nedir, sohbet odası da nedir diyecek bacılarımız da var.Ancak nefsine yenik düşüp sitelerde erkeklerle sohbet edenler de ne yazık ki var.
Yanlış yapılan işlerin olduğu konusunda hemfikiriz.İslam'ın kahramanları olmak Bedir'de ölüm, gözün görebildiği kadar yakında iken, ölümle İslam'ın da öleceği gibi bir korkuya düşülebilecek bir vakitte namaz terk edilmiyor.Müslümanlar sadece Bedir'deki erkekler ve evde yollarını bekleyen karıları ve çocuklarından ibaret.İslam'ın kahramanları Allah'ın terk etmeyin dediği namazı terk etmiyorlar.Ama savaşı da.Vardiyalı olarak arka cephede namazlarını eda ediyorlar.
Kim bu zamanda İslam'ın fedaileri olma emrini vermiş bu fetvayı verenlere.Kaldı ki fedai olmak dünyalıklardan vaz geçmektir ilk önce.Kızlarımız aldatılıyor, bilmiyorlar.
Ancak bu noktada öfke değil acımak hissimiz kabarmalı.Şer içinde hayır da var;ama biz şerde olduklarından ve şer içinde boğulmak ihtimallerinden dolayı acımalıyız.
Allah bizi nefsimize galip kılsın, kendine kul kabul etsin ve İslam'ın has müslümanlarından eylesin.Amin.

03.01.2008 - eflatun

Allah Şahittir ki bütün tepkim hep şefkatten ileri gelmektedir

Üstat hazretleri derki mesleğimiz uhuvettir,mesleğimizin esası şefkattir,yol birdir,eğer bir kardeşlerim kuran ve sünnetin dellalı olan risalei nirların gösterdiği sıratı mustakim yolunun dışına çıkıyorlarsa ben bunları uyarmayayım mı,başlarındaki aldatıcılara karşı bu kardeşlerimi ihtar etmeyeyim mi ,bir anne çocuğunu şefkatinden mi azarlar yoksa garazdanmı,ben kardeşlerimi ittihada çağırıyorum,kuran ve sünnet çizgisine çağırıyorum,ben onları körü körüne bir yola bağlanmamaya çağırıyorum.ben onları rahmeti,saadeti,izzeti ,muhafaza olduğu evlerine çağırıyorum,helal dairesinde medreselerde okumaya çağırıyorum,tepelerden önce aşağıların mamur edilmesi gerektiğine çağırıyorum,imanların hakikik manada inşasına çağırıyorum.risalei nurların hakikiki çizgisine çağırıyorum.ve bunları onlara şefkatimden yapıyorum,hz fatmada gördüğüm ahlakı,iffeti,hayayı onlarda görmek istiyorum,hz aişedeki ilmi onalrda görmek istiyorum, altındaki komşunusunu,akrabasını ,mahallesini bırakıp gurbet ellerde sahipsiz hamisiz bir şekilde hizmet adı altında evlerini terk edenleri görmek istemiyorum,erkeklerle diz dize yan yana okumalarına vicdanım razı değil,erkeklerle konuşup kıkırdamalarına,gülüşmelerine,bakışmalarına yüreğim razı olmuyor,yarım yamalak örtüleriyle endam etmelerine tahammül edemiyorum,zalimlerin karşısında başlarını açmalarına vicdanım razı olmuyor,vesselam



Boş ve abes sözlerin maskaralığını yapmaktansa
güzel sözlerin hamallığını yapmayı tercih ederim.

04.01.2008 - tahkik

Sorularlarisaleinur'dan bir kısım hakikatler...

SORU:
üstadın kendinden sonra risale i nur şakirtlerinin ayrılacağına dair işaretleri varmı nur talebelerinin ayrılması istişareyle mi olmuştur yoksa bazı farklı görüşlerin kendi isteğiyle mi bu cematlerin hepsine nur şakirtleri diresine dahil midirler ?


Bediüzzaman Hazretlerinin ilerde cemaatın farklı kollara ayrılacağıyla alakalı söylemiş olduğu herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Ancak Yanında kalan talebelerin gerek üstaddan almış oldukları dersler gerekse üstadın hal ve etvarını üzerlerinde göstermiş olmaları noktasından yapı itibariyle farklılık arzetmekteler. Mesela: Rahmetli Bayram Yüksel ağabey üstadın hizmetiyle meşgul olmuş. Risalei Nurla alakalı olarak bir şey sorulduğunda, mustafa sungur bunu benden daha iyi bilir, demek suretiyle bu tarz hizmet farklılığına işarette bulunmuşlardır.

Bazı ayrılmalar fıtri bir şekilde gelişmekte; bazıları ise meşveret kararları sonucunda ortaya çıkmaktadır.

İhtilaf beşeri bir realitedir. İnsanoğlu tarih boyunca ihtilaftan kurtulamamıştır. Hemen her din mensuplarında farklı mezhep ve meşreplerin çıkması bunu açıkça gösterir. İslamiyete mensup olan zatlarda da bu durumu görürüz. Dinin iki temel kaynağı olan Kitap ve Sünnet farklı yorumlara tabi tutularak mezhepler ortaya çıkmış, keza muhtelif cemaatler teşekkül etmiştir.

Risale-i Nur Kur'anın ve bazı hadislerin çok harika tefsiridir. Ama bu mübarek tefsiri okuyanlar anlama noktasında veya hizmet ölçüleri hususunda farklı düşününce farklı hizmet grupları ortaya çıkmıştır. Özde bir olduktan sonra bu tarz farklılığı bir renklilik olarak görmek mümkün. Çünkü bu şekilde çok farklı mizaç sahipleri bu hizmet bünyesinde yer alabilmektedir. Herkes kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket edip diğerlerine ilişmezse bunda bir problem olmadığı gibi rahmet olduğunu bile söyleyebiliriz.

Nasıl ki bir ağaç tek kökü var ve bir çok dala ayrılıyor . Bu dallar da umumiyele meyveli oluyorsa... Bir babanın 5 evladı olsa ve bunların ilerde (evlenip çocuk sahibi olunca) birlikte yaşamaları sıkıntı; ayrı durmaları rahmet oluyorsa... Yine bir savaşa gidildiği vakit; tank, top, uçak, gemi vs ile gitmek gerekiyorsa... Çünkü savaşı kazanmak için topyekün saldırmakla mümkün. Aynen öyle de nur talebelerinden teşekkül eden herbir cemaat bir misyonu üzeine almış. Kimisi okuyor, kimisi yazıyor, kimisi radyo ile kimisi de tv. ve internetle hizmet etmeye çalışıyor. Bunların tümü bir vücudun azaları gibi büyük, cesim bir gücü meydana getiriyor. Bu şekilde hayatın her safhasında gerek sefahet ve ahlaksızlıkla; gerekse de dinsizlik vesaireyle mücadele ediliyor. Evet görünüşte nur cemaatlerinde bir ayrılık var. Ama bu ayrılıkta gayrılık yok. Çünkü hedef bir maksad aynı. Ama hizmet metodunda küçük bazı farklılklar olabilir. Bunu da insanların mizacının farklılığına yorumlamak gerek. Çünkü bu şekilde farklı mizaçlar farklı cemaatlerde istihdam edilebilmektedir. Bu meyanda şu hususlara dikkat lazımdır;

1.Müsbet hareket,
2.Gıybet ve dedikodudan kaçınmak,
3.En güzel benim mesleğimdir demek. Yalnız hak benim dediğimdir dememek vs.

Risalei nur eserlerini okuyan, dinleyen ve yazanlara nur talebesi denmesi yönünden bu cemaatlerin tüm mensupları inşallah bu çatının altındadırlar.

Kaynak:www.sorularlarisaleinur.com













Hak,tepene inen bir kılıç da olsa,boynunu ona uzatmaktan çekinme..!

10.01.2008 - cihan