Giriş

Tevhid kelimesini kullarına sığmak, Beyt-i Atik'i (Kâbeyi) müracaat merkezi yapan Allah'a hamdolsun!. O Allah ki, fazl ve şeref yönünden Beyt-i Atik'i kendi zatına nisbet etmiştir. O Beyt-i Atik'i ziyaret etmeyi, kulu ile azap arasına bir perde olarak germiş ve kalkan yapmıştır.

Rahmet peygamberi ve ümmetin efendisi Hz. Muhammed'e, halkın efendileri, hakkın öncüleri olan âline ve ashâbına salât ve selâm olsun!

Hac, İslâm'ın rükûn ve esaslarından biri, ömrün ibadeti, işlerin sonu ve İslâm'ın tamamı, dinin kemâlidir.
Bugün sizin için dininizi kemâle erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı seçtim.
(Mâide/3)

Hac hakkında Hz. Peygamber de şöyle buyurmaktadır:
İmkânı olduğu halde hac etmeyerek ölen bir kimse ister yahudi, isterse hıristiyan olarak ölsün.1

Ne büyüktür o ibadet ki, onun olmamasiyle din kemâlini kaybeder ve imkânı olduğu halde onu terkeden bir kimse, dalâlet yö-nünden hristiyan ve yahudilerle eşit olur. Böyle bir ibadete beşeri takatî yöneltip izahını yapmak, rükûn, sünnet, âdâb, fazilet ve sırlarını teker teker saymak en uygun harekettir. Bütün bunların sayılması Allah'ın tevfîkiyle üç bölümde yapılacaktır.

Birinci bölüm: Haccın, Mekke'nin, Beyt-i Atik'in (Kâbe'nin) fazileti, haccın rükûnleri ve vücûbunun şartları

İkinci bölüm: Seferin başlangıcından dönüşe kadar olan zâhirî amellerin tertibi

Üçüncü bölüm: Bu ibâdetin ince âdâbları, sırları ve bâtınî amelleri



1) İbn Adiy, (Ebu Hüreyre'den)