Doğumu ve Yetişmesi

Gazâli, Tüs şehrinde H. 450 senesinde doğmuştur. Babasi kendi dükkâninda yün eğirerek ve satarak gecinirdi. Ölüm döşeğinde iken oğullari Muhammed ile Ahmed'i arkadaşlarindan muta­savvif bir zata teslim ederek, kendisinden şöyle ricada bu­lunmuştur:

Hattatliğa (yazi yazmaya) cok merak, ettiğim halde maalesef bunu öğrenemedim. Fakat benim yapamadiğim bu işi şu iki yavruma yaptirmak azminde idim. Ne yazik ki Allah'in ezeli fermani gelip catmiş ve benim icin ona icabet etmekten başka cikar yol kalmamiştir. Artik Allah yolunda dostum ve bir kardeşim olarak yavrularimi sana emanet ediyorum.

Babalarinin ölümünden sonra vasileri onlari büyüttü, yazi öğretti ve ilim öğrenmelerine azami dikkati sarfetti. Babalarindan kalmiş olan pek az miktardaki mallari bitince, eğitim ve öğretimleri baba dostuna zor gelmeye başladi. Bunun üzerine baba dostu kendilerine şöyle dedi:
Sizin malinizin tamamini size sarfettim ve bitirdim. Ben ise dünyadan alâkasini kesmiş bir kimseyim; onun icin bir ser­vetim yoktur ki, sizin icin sarfedebileyim. Bu nedenle sizin icin en uygun şey, ilim talebesi olmaniz hasebiyle herşeyinizi karşilayacak bir medreseye yazilmanizdir. Böylece vaktinizi cok kiymetli birşeyle değerlendirmiş olur­sunuz.

Bu tavsiye üzerine, onlar da bir medreseye yazilarak tahsille­rine devam ettiler. İşte yükselmelerinin temeli burada atilmiştir?

Gazâli, zaman zaman bu duruma şöyle işaret ederdi: 'Biz ilmi Allah icin değil, başka şeyler icin okuduk. Fakat Allah sonradan kendine cevirdi'.
İHYA-İ ULÛMİD-DİN