TİCARETTE ÖLÇÜ

Fertlerin ve milletlerin iktisâdî sahada yükselmesinde ticaretin büyük bir payı bulunmaktadır. Bunun ispatı için fazla bir söze ihtiyaç yoktur. Çünkü herkes, alışveriş sahasındaki mücadelesi ile, ticaretin ehemmiyetini ortaya koymuş bulunmaktadır. Unutulmaması gereken husus, kazancımıza haram ve kerahet karıştırmamaktır. Bunun yolu da İslâmî ölçülere uygun bir ticaret usûlü takip ve tatbik etmektir. Şöyle ki:

a) Alış-veriş sırasında, çok yemin ederek kazanç temini yoluna gitmemeli ve yüce Rabbimizin ismini menfaat teminine vâsıta olarak kullanmamalıdır. Böyle bir hareket, önce sürüme ve satışı artırmaya ya-rarsa da sonra sürünmeye sebep olur.

b) İşinde ve sözünde doğruluktan ayrılmamalı, kendisine güven duyulan doğru bir tacirin peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle birlikte haşr olacağını hatırdan çıkarmamalıdır (1).

c) Sattığı malın bir ayıbı varsa onu gizleyerek pazarlamamalıdır. Zira böyle bir davranış, müşterinin aldanmasına sebep olur. "Bizi aldatan bizden değildir" (2) hadis-i şerifi, daima hatırda tutulmalıdır.

d ) Kendisine yarar, başkalarına zarar verecek bir ticarete heves-lenmemelidir. Çünkü mühim olan, "Kazanmak" değil, "Helâl kazanç elde etmek"tir. Kirli işlere bulaşan ticaret erbabı, "Tacirler, kıyamet günü, facirler olarak haşr olunacaklardır. Meğer ki Allah'tan korkmuş, iyi ve doğru davranmış olsun" (3) hadis-i şerifini zihnine nakşetmelidirler.

e) Maddi imkânı varken, borcunu ödemeyi geciktirmemelidir. Zira kendisine ait olmayan bir para ile şahsına menfaat teminine kalkışmak, meşrû kazanç çerçevesini zorlayan bir davranış olur.

f) Kullanana sarhoşluk veren kuru veya sulu maddelerin satışını yapmamalıdır.
g) Köylü, pazar yerine gelip piyasayı öğrenmeden onların geleceği yollara çıkıp malına talip olmak ve düşük fiyatla satın almak gibi bir he-vese kapılmamalıdır. Çünkü böyle bir teşebbüs, o kimsenin zararına ve üzülmesine yol açar.

h) Bir kimsenin mal sattığı müşteriyi, "O maldan daha iyisini, sana daha ucuz fiyatla veririm" diyerek, caydırıp kendi malını satmaya kalkışmamalıdır.

i) Her canlının rızkını vermeyi Allah Teâlâ'nın tekeffül ettiğini hatır da tutarak, hırs ve tamaa mağlup olmamalıdır.

(1) Bakınız: Feyzü'l-Kadir, c. 3, sh. 278.
(2) Bakınız: Feyzü'l-Kadir, c. 6, sh. 186.
(3)et-Tâc, c..2,sh. 180.