110.Cehennem Azâbından Kurtulmak
Buhârî'ye göre Peygamber ´imiz sik sik
«Ey Rabb'imiz! Bize dünyada ve âhirette iyilik ver. Bizleri cehennem azabindan koru.» diye duâ ederdi.
Ebû Ya'lâ'ya göre Peygamber ´imiz bir gün sahâbilere hitâb ederken:
«iki önemli konu olan cennet ile cehennemi hiç bir zaman hatirinizdan çikarmayiniz» buyurdu, bu arada gözlerinden süzülen yaslar sakalinin her iki yanini da islatti. Sonra sözlerine söyle devam etti.
"Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ahiret ile ilgili olarak benim bildiklerimi bilseniz, toprak üzerinde gezinir ve basiniza toprak serperdiniz.»
Taberânî'ye göre bir gün Cebrail (A.S), alisilmamis bir zamanda Peygamber 'imize geldi. Peygamber 'imiz ona
«Niye senin rengini degisik görüyorum» diye sordu. Cebrail (A.S) «Ulu Allâh su sirada cehennem körüklerine islesinler diye emir verdi de sana onun için geidim» dedi.
Peygamber 'imiz ona «Yâ Cebrail (A.S), bana cehennemi anlat» dedi. Bunun üzerine Cebrail (A.S) söyle dedi:
«Ulu Allah emir verdi de cehennem bin yil yandi. Sonunda bembeyaz oldu. Arkasindan yine ona emir verdi de bin yil daha yandi. Bu defa kipkirmizi oldu. Daha sonra ona yine emir verdi de bin yil daha yandi. Sonunda simsiyah oldu. Simdi o kapkaradir, ne kivilcimi isik verir ve ne de yalazi söner.
Seni, hakki bildirmek üzere peygamber olarak gönderen Allah'in adina yemin ederim ki, eger cehennemden igne burnu girecek kadar bir delik açilsa hararetinin yüksekliginden dolayi yeryüzündeki bütün canlilar ölürdü.
Seni, hakki bildirmek üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, eger cehennem korucularindan biri yeryüzü halkina görünse, yüzünün korkunçlugunun ve bayiltici kokusunun tesiri ile hepsi ölürdü.
Seni, hakki bildirmek üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, ulu Allah'in kitabinda bahsettigi cehennem zincirlerinin bir halkasi yeryüzü daglari üzerine indiriise, daglar çöker ve bu halka yerin en alt tabakasina inmedikçe duramazdi.»
Peygamber `imiz duyduklarinin bu noktasinda "Yâ Cebrail (A.S), yeter. Yoksa kalbim yuvasindan firlayacak ve ölecegim" dedi.
Bu sirada Peygamber `imiz Cebrail (A.S)'in aglamakta oldugunu gördü. Bunun üzerine Peygamber `imiz ona «Yâ Cebrail (A.S), Allah Kati'nda bu kadar yüce bîr mertebenin sahibi oldugun halde sen de mi agliyorsun» dedi. Cebrail (A.S) Peygamber `imize su cevabi verdi. «Niye aglamayayim? Asil benim aglamam gerekir. Belki de Allah'in bilgisine göre durumum bu günkünden degisiktir. Bilmiyorum, belki de önceleri meleklerden biri olan seytanin basina gelen felâket, benim de basima gelir. Bilmiyorum, belki de Hârut ile Mârut'un baslarina gelenler, benim basima gelir.»
Bunun üzerine Cebrail (A.S) ile Peygamber `imiz birlikte aglamaya basladilar. Nihayet söyle bir ses geldi.
«Ey Cebrail ve Muhammed Allah sizleri kendisine âsi olmaktan korumustur.» Bu sesin arkasindan Cebrail (A.S) tekrar göge yücelir. Peygamber ´imiz de biraz sonra disari çikinca gülen ve eglenen bir Ensâr gurubuna rastladi. Onlara söyle buyurdu:
«— Önünüzde cehennem varken nasil gülebiliyorsunuz? Benim bildiklerimi bilseniz, az güler çok aglardiniz. Girtlaginizdan ne bir lokma yemek ve ne de bir yudum su geçmezdi. Yüksek daglara çikarak Allâh'a yalvarirdiniz.» Bu sirada söyle bir ses geldi:
«— Yâ Muhammed! Kullarimi umutsuzluga düsürme. Ben seni, çetin gösterici olarak degil, ancak müjdeleyici olarak gönderdim.»
Bunun özerine Peygamber ´imiz «Dogruluktan ayrilmayiniz. Allah'a yakin olunuz» buyurdu.
Ileri sürüldügüne göre bir gün Peygamber ´imiz Cebrail (A.S)'e «Niye Mikâil (A.S)'i hiç gülerken germedin mi?» diye sorunca Cebrâil (A.S) de O'na «Mikail (A.S)' cehennem yaratila beri hiç gülmedi» diye cevap verdi.
Ibni Mâce ve Hakim'e göre Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Sizin kullandiginiz bu ates, cehennem atesinin yetmiste biri derecesinde bir yakiciliga sahibtir. Eger iki sefer suda söndürülmeseydi, ondan yararlanamayacaktiniz. Bu ates, tekrar cehenneme döndürülmesin diye Allah'a dua etmektedir.»
Beyhâkî'ye göre Hz. Ömer bir gün;
«Derileri her eridiginde azabi duysunlar diye onlara baska bir deri veririz.» (Nisa - 56)
Mealindeki ayeti okuyarak Ka'b Ibni Ahbâr'a «Bu âyeti tefsir et. Eger dogru söylersen, sözlerini tasdik ederim. Yanlis söylersen sana karsi çikarim, dedi.
Bunun üzerine Kâ'b, âyeti tefsir etmeye giriserek «Ademoglu cehennemde yanarken derisi ya bir saat içinde veya bir gün içinde altibin kere yeniden yaratilir» dedi.
Hz. Ömer «Dogru söylüyorsun» dedi.
Yine Beyhâki'ye göre Hasan-ül Basrî bu âyeti söyle tefsir eder.
«Cehennemlikleri ates, her gün yetmis bin kere yakip eritir. Her eriyisten sonra onlara «eski durumunuza dönünüz» denir ve hemen eskisi gibi oluverirler.»
Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Cehennemlikler arasinda dünyada en mutlu yasayanlardan biri getirtir. Cehenneme bir kere kanup çikarildiktan sonra ona «Ey Ademoglu, hiç hayir gördün mü? Hiç mutlulukla karsilastin mi?» diye sorulur. Adam; «Vallahi, hayir, yâ Rabbi» diye cevap verir.
Buna karsilik dünyada en çok sikinti çeken bir cennetlik getirilir. Cennete bir kere konup çikarildiktan sonra ona «Yâ Ademoglu, hiç sikinti çektigin oldu mu? Darlikla hiç karsilastin mi?» diye sorulur. Adam «Vallahi, hayir, ya Rabb'i. Ben hiç bir sikinti ile karsilasmadim, hiç bir darlik görmedim» diye cevap verir.»
Ibni Mâce'ye göre Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Cehennemliklere aglama gönderilir. Öyle çok aglarlar ki, sonunda yaslari kurur. Sonra yanaklarinda, içine gemi salinsa yüzebilecek derinlikte çukurlar açilincaya kadar kan aglarlar.»
Ebû Ya'lâ'ya göre Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Ey insanlar, aglayiniz. Aglayamiyorsaniz, hiç olmazsa aglamakli olunuz. Cünki Cehennemde cehennemlikler yanaklarinda kanal gibi yariklar belirinçeye kadar yas dökerler. Sonunda yaslar kuruyunca da gözleri irinlesinceye dek kan aglarlar.»
«Ey Rabb'imiz! Bize dünyada ve âhirette iyilik ver. Bizleri cehennem azabindan koru.» diye duâ ederdi.
Ebû Ya'lâ'ya göre Peygamber ´imiz bir gün sahâbilere hitâb ederken:
«iki önemli konu olan cennet ile cehennemi hiç bir zaman hatirinizdan çikarmayiniz» buyurdu, bu arada gözlerinden süzülen yaslar sakalinin her iki yanini da islatti. Sonra sözlerine söyle devam etti.
"Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ahiret ile ilgili olarak benim bildiklerimi bilseniz, toprak üzerinde gezinir ve basiniza toprak serperdiniz.»
Taberânî'ye göre bir gün Cebrail (A.S), alisilmamis bir zamanda Peygamber 'imize geldi. Peygamber 'imiz ona
«Niye senin rengini degisik görüyorum» diye sordu. Cebrail (A.S) «Ulu Allâh su sirada cehennem körüklerine islesinler diye emir verdi de sana onun için geidim» dedi.
Peygamber 'imiz ona «Yâ Cebrail (A.S), bana cehennemi anlat» dedi. Bunun üzerine Cebrail (A.S) söyle dedi:
«Ulu Allah emir verdi de cehennem bin yil yandi. Sonunda bembeyaz oldu. Arkasindan yine ona emir verdi de bin yil daha yandi. Bu defa kipkirmizi oldu. Daha sonra ona yine emir verdi de bin yil daha yandi. Sonunda simsiyah oldu. Simdi o kapkaradir, ne kivilcimi isik verir ve ne de yalazi söner.
Seni, hakki bildirmek üzere peygamber olarak gönderen Allah'in adina yemin ederim ki, eger cehennemden igne burnu girecek kadar bir delik açilsa hararetinin yüksekliginden dolayi yeryüzündeki bütün canlilar ölürdü.
Seni, hakki bildirmek üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, eger cehennem korucularindan biri yeryüzü halkina görünse, yüzünün korkunçlugunun ve bayiltici kokusunun tesiri ile hepsi ölürdü.
Seni, hakki bildirmek üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, ulu Allah'in kitabinda bahsettigi cehennem zincirlerinin bir halkasi yeryüzü daglari üzerine indiriise, daglar çöker ve bu halka yerin en alt tabakasina inmedikçe duramazdi.»
Peygamber `imiz duyduklarinin bu noktasinda "Yâ Cebrail (A.S), yeter. Yoksa kalbim yuvasindan firlayacak ve ölecegim" dedi.
Bu sirada Peygamber `imiz Cebrail (A.S)'in aglamakta oldugunu gördü. Bunun üzerine Peygamber `imiz ona «Yâ Cebrail (A.S), Allah Kati'nda bu kadar yüce bîr mertebenin sahibi oldugun halde sen de mi agliyorsun» dedi. Cebrail (A.S) Peygamber `imize su cevabi verdi. «Niye aglamayayim? Asil benim aglamam gerekir. Belki de Allah'in bilgisine göre durumum bu günkünden degisiktir. Bilmiyorum, belki de önceleri meleklerden biri olan seytanin basina gelen felâket, benim de basima gelir. Bilmiyorum, belki de Hârut ile Mârut'un baslarina gelenler, benim basima gelir.»
Bunun üzerine Cebrail (A.S) ile Peygamber `imiz birlikte aglamaya basladilar. Nihayet söyle bir ses geldi.
«Ey Cebrail ve Muhammed Allah sizleri kendisine âsi olmaktan korumustur.» Bu sesin arkasindan Cebrail (A.S) tekrar göge yücelir. Peygamber ´imiz de biraz sonra disari çikinca gülen ve eglenen bir Ensâr gurubuna rastladi. Onlara söyle buyurdu:
«— Önünüzde cehennem varken nasil gülebiliyorsunuz? Benim bildiklerimi bilseniz, az güler çok aglardiniz. Girtlaginizdan ne bir lokma yemek ve ne de bir yudum su geçmezdi. Yüksek daglara çikarak Allâh'a yalvarirdiniz.» Bu sirada söyle bir ses geldi:
«— Yâ Muhammed! Kullarimi umutsuzluga düsürme. Ben seni, çetin gösterici olarak degil, ancak müjdeleyici olarak gönderdim.»
Bunun özerine Peygamber ´imiz «Dogruluktan ayrilmayiniz. Allah'a yakin olunuz» buyurdu.
Ileri sürüldügüne göre bir gün Peygamber ´imiz Cebrail (A.S)'e «Niye Mikâil (A.S)'i hiç gülerken germedin mi?» diye sorunca Cebrâil (A.S) de O'na «Mikail (A.S)' cehennem yaratila beri hiç gülmedi» diye cevap verdi.
Ibni Mâce ve Hakim'e göre Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Sizin kullandiginiz bu ates, cehennem atesinin yetmiste biri derecesinde bir yakiciliga sahibtir. Eger iki sefer suda söndürülmeseydi, ondan yararlanamayacaktiniz. Bu ates, tekrar cehenneme döndürülmesin diye Allah'a dua etmektedir.»
Beyhâkî'ye göre Hz. Ömer bir gün;
«Derileri her eridiginde azabi duysunlar diye onlara baska bir deri veririz.» (Nisa - 56)
Mealindeki ayeti okuyarak Ka'b Ibni Ahbâr'a «Bu âyeti tefsir et. Eger dogru söylersen, sözlerini tasdik ederim. Yanlis söylersen sana karsi çikarim, dedi.
Bunun üzerine Kâ'b, âyeti tefsir etmeye giriserek «Ademoglu cehennemde yanarken derisi ya bir saat içinde veya bir gün içinde altibin kere yeniden yaratilir» dedi.
Hz. Ömer «Dogru söylüyorsun» dedi.
Yine Beyhâki'ye göre Hasan-ül Basrî bu âyeti söyle tefsir eder.
«Cehennemlikleri ates, her gün yetmis bin kere yakip eritir. Her eriyisten sonra onlara «eski durumunuza dönünüz» denir ve hemen eskisi gibi oluverirler.»
Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Cehennemlikler arasinda dünyada en mutlu yasayanlardan biri getirtir. Cehenneme bir kere kanup çikarildiktan sonra ona «Ey Ademoglu, hiç hayir gördün mü? Hiç mutlulukla karsilastin mi?» diye sorulur. Adam; «Vallahi, hayir, yâ Rabbi» diye cevap verir.
Buna karsilik dünyada en çok sikinti çeken bir cennetlik getirilir. Cennete bir kere konup çikarildiktan sonra ona «Yâ Ademoglu, hiç sikinti çektigin oldu mu? Darlikla hiç karsilastin mi?» diye sorulur. Adam «Vallahi, hayir, ya Rabb'i. Ben hiç bir sikinti ile karsilasmadim, hiç bir darlik görmedim» diye cevap verir.»
Ibni Mâce'ye göre Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Cehennemliklere aglama gönderilir. Öyle çok aglarlar ki, sonunda yaslari kurur. Sonra yanaklarinda, içine gemi salinsa yüzebilecek derinlikte çukurlar açilincaya kadar kan aglarlar.»
Ebû Ya'lâ'ya göre Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Ey insanlar, aglayiniz. Aglayamiyorsaniz, hiç olmazsa aglamakli olunuz. Cünki Cehennemde cehennemlikler yanaklarinda kanal gibi yariklar belirinçeye kadar yas dökerler. Sonunda yaslar kuruyunca da gözleri irinlesinceye dek kan aglarlar.»
MÜKÂŞEFETÜ'L-KULÛB
- ÖNSÖZ
- 1. ALLAH KORKUSU
- 2. YİNE ALLAH KORKUSU
- 4. SABIR VE HASTALIK
- 3. RİYAZET VE NEFSANİ ŞEHVET
- 5. NEFSİ YENMEK VE ŞEYTANA KARŞI KOYMAK
- 6. GAFLET
- 7. ALLAH'I UNUTMAK, FASIKLIK VE NİFAK
- 8. TEVBE
- 9. SEVGİ
- 10. AŞK
- 11. ALLAH'A İTAAT, ONU SEVMEK, RESULÜNÜ SEVMEK
- 12. İBLİS VE AZABINI BEYAN
- 13. EMANET
- 14. NAMAZI HUZUR VE HUŞU İLE TAMAMLAMAK
- 16. ŞEYTANIN DÜŞMANLIĞI
- 17.Emânet ve Tevbe
- 18.Merhametli Olmanin Fazileti
- 19.Namazda Huşunun Beyânı
- 20.Dedikodu, Koguculuk
- 21.Zekat
- 22.ZİNA
- 23.Silâ-i Rahim ve Ana Baba Hakki
- 24.Ana Babaya Iyilik Etmek
- 25.Aşırı ihtiras
- 26.Zekât ve Cimrilik
- 27.İbâdete Devam ve Harami terk etmek
- 28.Ölümü Hatırlamak
- 29.Gökler ve Çeşitli Cinsler
- 30.Kursı - Arş - Mukarreb Melekler - Rızıklar ve Tevekkül