Nafaka
Nafaka vermekte mutedil olmak gerekir. Bu bakımdan müs-lüman bir kişiye hanımlarına nafaka vermek hususunda cimrilik yapmak yakışmaz ve aynı zamanda israfa kaçmak da uygun değildir. Aksine normal bir şekilde hareket etmelidir. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
Yeyin, için, israf etmeyin. (A'raf/31)
Elini boynuna bağlama. (Cimri olma) ve büsbütün de onu açıp israf etme ki, sonra kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın. (İsrâ/29)
Hz. Peygamber de bir hadîs-i şerifinde bu hususta şöyle buyurmaktadır:
Sizin en hayırlınız ailesi için en lütufkâr olanınızdır.118
Bir altın vardır ki, onu Allah yolunda infak ediyorsun. Diğer bir altın vardır ki, onu bir köleyi âzâd etmek için infak ediyorsun. Başka bir altın da vardır ki, onu ailene infak etmiş bulunuyorsun. İşte bu altınların ecir bakımından en büyüğü ailene infak ettiğin altındır.119
Hz. Ali'nin dört zevcesi vardı ve dört günde bir, her birine bir dirhemlik et satın alırdı.
Hasan Basrî şöyle demiştir: 'Selef-i Sâlihîn ailelerini ve ev işlerini idare etmek bakımından titizdiler. Evin eşyası ve giyim kuşam hususuna ise önem vermiyorlardı'. (Yâni nafaka hususunda çok genişlik tanıyorlar, süs hususunda ise; gayet itinalı hareket ediyorlardı).
İbn Şîrin şöyle demiştir: 'Her cuma ailesine paluze yapmak her müslüman kişi için müstehabdır'.
Helva, her ne kadar önemli ve zarurî nafakalardan değilse de, onu tamamen terketmek, âdet bakımından cimrilik demektir. Müslüman kişiye en uygun olan hareket, hanımına fazla yemekleri fakirlere sadaka vermesini emretmektir ve yine evde bırakıldığı takdirde bozulacak şeylerin fazlasının sadaka olarak verilmesine izin vermektir. Böyle bir hareket ise, hayır derecelerinin en az derecesidir. Kadına gereken vazife böyle hususlarda, kocasının açıkça izni yoksa bile hâlin hüküm ve karineleriyle amel etmektir. Müslüman kişiye ailesi olmaksızın güzel bir yemek yemek, uygun bir hareket değildir. Yani tek başına yeyip onlara yedirmemek çirkin kaçar ve kalplerinde kendisine karşı bir tiksinti uyandırır, onlarla muaşeret etmekten kendisini uzaklaştırır. Eğer o yemeği tek başına yemek azmindeyse hiç olmazsa gizlice ve çoluk çocuğuna sezdirmeksizin yemelidir... Onlara yedirmek istemediği bir yemeği yanlarında anlatmamalıdır. Kişi yediği zaman, bütün aile bireyleri sofrasına oturmalıdır.
Süfyân es-Sevrî şöyle demiştir: 'Toplu halde yiyen bir ev halkına meleklerin ve Allah'ın salâvat-ı şerife getirdikleri bize bildirilmiştir'.
İnfak hususunda gözetilmesi vâcib olan şeylerin en önemlisi, helâlinden yedirmektir. Ailesine sarfetmek için şüpheli şeylerden kazanmamalıdır. Zira böyle bir kazancın aileye yedirilmesi bir cürümdür ve onların hiçbir zaman lehinde bir hareket değildir. Biz evlenmenin âfetlerini anlatırken bu hususta ki hadîsleri orada zikretmiştik.
118) Tirmizî
119) Tirmizî
Yeyin, için, israf etmeyin. (A'raf/31)
Elini boynuna bağlama. (Cimri olma) ve büsbütün de onu açıp israf etme ki, sonra kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın. (İsrâ/29)
Hz. Peygamber de bir hadîs-i şerifinde bu hususta şöyle buyurmaktadır:
Sizin en hayırlınız ailesi için en lütufkâr olanınızdır.118
Bir altın vardır ki, onu Allah yolunda infak ediyorsun. Diğer bir altın vardır ki, onu bir köleyi âzâd etmek için infak ediyorsun. Başka bir altın da vardır ki, onu ailene infak etmiş bulunuyorsun. İşte bu altınların ecir bakımından en büyüğü ailene infak ettiğin altındır.119
Hz. Ali'nin dört zevcesi vardı ve dört günde bir, her birine bir dirhemlik et satın alırdı.
Hasan Basrî şöyle demiştir: 'Selef-i Sâlihîn ailelerini ve ev işlerini idare etmek bakımından titizdiler. Evin eşyası ve giyim kuşam hususuna ise önem vermiyorlardı'. (Yâni nafaka hususunda çok genişlik tanıyorlar, süs hususunda ise; gayet itinalı hareket ediyorlardı).
İbn Şîrin şöyle demiştir: 'Her cuma ailesine paluze yapmak her müslüman kişi için müstehabdır'.
Helva, her ne kadar önemli ve zarurî nafakalardan değilse de, onu tamamen terketmek, âdet bakımından cimrilik demektir. Müslüman kişiye en uygun olan hareket, hanımına fazla yemekleri fakirlere sadaka vermesini emretmektir ve yine evde bırakıldığı takdirde bozulacak şeylerin fazlasının sadaka olarak verilmesine izin vermektir. Böyle bir hareket ise, hayır derecelerinin en az derecesidir. Kadına gereken vazife böyle hususlarda, kocasının açıkça izni yoksa bile hâlin hüküm ve karineleriyle amel etmektir. Müslüman kişiye ailesi olmaksızın güzel bir yemek yemek, uygun bir hareket değildir. Yani tek başına yeyip onlara yedirmemek çirkin kaçar ve kalplerinde kendisine karşı bir tiksinti uyandırır, onlarla muaşeret etmekten kendisini uzaklaştırır. Eğer o yemeği tek başına yemek azmindeyse hiç olmazsa gizlice ve çoluk çocuğuna sezdirmeksizin yemelidir... Onlara yedirmek istemediği bir yemeği yanlarında anlatmamalıdır. Kişi yediği zaman, bütün aile bireyleri sofrasına oturmalıdır.
Süfyân es-Sevrî şöyle demiştir: 'Toplu halde yiyen bir ev halkına meleklerin ve Allah'ın salâvat-ı şerife getirdikleri bize bildirilmiştir'.
İnfak hususunda gözetilmesi vâcib olan şeylerin en önemlisi, helâlinden yedirmektir. Ailesine sarfetmek için şüpheli şeylerden kazanmamalıdır. Zira böyle bir kazancın aileye yedirilmesi bir cürümdür ve onların hiçbir zaman lehinde bir hareket değildir. Biz evlenmenin âfetlerini anlatırken bu hususta ki hadîsleri orada zikretmiştik.
118) Tirmizî
119) Tirmizî
Nikahin Adablari
- Giriş
- Nikâha Teşvik ve Nikâhtan Sakındırma
- Nikâhı Teşvik
- Nikâhtan Sakındırmak
- Nikâhın Faydaları
- Nikâhın Âfetleri
- Nikâh Akdinde ve Nikâh Yapanlar Arasında Riayet Edilmesi Gereken Âdâb
- Karı Koca Arasındaki Adâb-ı Muâşeret ve Nikâhın Devâmını Sağlayacak Hususlar
- Muâşeret
- Duâbe
- Siyaset
- Gayret (Kıskançlık)
- Nafaka
- Tâlim
- Taksim
- Nüşuz/Geçimsizlik
- Vika
- Vilâdet
- Talâk