Başörtüsünün Keyfiyeti
Başörtüsü nasıl olmalıdır? Çene altının da mahremi olmayan erkeklere gösterilmemesi mi gerekir?
Başörtüsünün niteliği (keyfiyeti) meselesi çok önemlidir. Müslüman kadınlar, hattâ erkekler bunu çok iyi bilmeli ve bilinçli (şuurlu) bir şekilde uygulamalı ve uygulatmalıdırlar.
Kur'ân-ı Kerim, lüzumsuz tekrarların bulunmadığı mûcize bir kitaptır. Bir âyet-i kerîmede : "Mü'min kadınlara söyle... başörtülerini yakaları üzerine sarkıtsınlar." (Nûr 24/31) buyururlar. Daha sonra gelen bir âyet-i kerimede ise: "... Müslümanların kadınlarına söyle, cilbâblarını üzerine sarkıtıversinler..." (Ahzâb 33/59) denir. Müfessirlere göre sonra gelen "cilbâb âyeti" başını örtme konusunda kadına ilave bir görev daha getirmiştir: Kadın dışarı çıktığında, yani namahremlerinin göreceği yerde, birinci başörtüsünün üzerine bir de "cilbâb" atacaktır. "Cilbâb" genellikle vücudu baştan ayağa örten ve giyilmekten ziyade bürünülen dış örtü olarak anlaşılmış ve uygulanmıştır. Ama vücudun üst kısmı, omuzları ve göğüsleri örten geniş başörtü de cilbâb sayılabilir, diyenler de vardır. (106"Cilbâb" hakkında geniş bilgi için bk. Faruk Beşer, Islâmda Kılık Kıyafet ve Örtünme 93-123) Bir diğer âyette de kadınların "Önceki cahilliyyede olduğu gibi süslenip çıkmamaları" (Ahzâb 33/33) istenir. Buna göre kadın, kaynı gibi yakınları dahil, namahremlerinin yanına, belki de süslü olabilecek birinci küçük başörtüsünün üzerinden, en az göğüslerini örtecek kadar geniş, sade ve tercihen koyu renkli bir başörtüsü ile çıkacaktır. Rengin koyu olması, süsü azaltması içindir. Yoksa renkte bir sınırlama yoktur: Ama cazip bir şekilde süslü olması mahzurludur.
Çenenin altının mahremliğine gelince, en müsamahalı Hanefi görüşüne göre kadın, fitnenin de (cinsel duygular) bulunmaması halinde yabancı erkeklere, sadece elini ve yüzünü gösterebilir. Yüz ise fıkıh kitaplarımızda alındaki tüy bitiminden çene altına ve bir kulaktan diğerine kadar olan bir yer diye tarif edilir. (107 Ibn Âbidîn I/b5-66 (M.A).) Buna göre alt çene aşağı yukarı sallandığında sallanan kısmı yüzden olmuş olur. Ya da dışardan parmağımızla nefes borunuzu bulabileceğiniz yere kadar yüz sayılır. Ve kadın onun dışında kalan boğaz kısmını yabancı erkeklere gösteremez.
Başörtüsünün niteliği (keyfiyeti) meselesi çok önemlidir. Müslüman kadınlar, hattâ erkekler bunu çok iyi bilmeli ve bilinçli (şuurlu) bir şekilde uygulamalı ve uygulatmalıdırlar.
Kur'ân-ı Kerim, lüzumsuz tekrarların bulunmadığı mûcize bir kitaptır. Bir âyet-i kerîmede : "Mü'min kadınlara söyle... başörtülerini yakaları üzerine sarkıtsınlar." (Nûr 24/31) buyururlar. Daha sonra gelen bir âyet-i kerimede ise: "... Müslümanların kadınlarına söyle, cilbâblarını üzerine sarkıtıversinler..." (Ahzâb 33/59) denir. Müfessirlere göre sonra gelen "cilbâb âyeti" başını örtme konusunda kadına ilave bir görev daha getirmiştir: Kadın dışarı çıktığında, yani namahremlerinin göreceği yerde, birinci başörtüsünün üzerine bir de "cilbâb" atacaktır. "Cilbâb" genellikle vücudu baştan ayağa örten ve giyilmekten ziyade bürünülen dış örtü olarak anlaşılmış ve uygulanmıştır. Ama vücudun üst kısmı, omuzları ve göğüsleri örten geniş başörtü de cilbâb sayılabilir, diyenler de vardır. (106"Cilbâb" hakkında geniş bilgi için bk. Faruk Beşer, Islâmda Kılık Kıyafet ve Örtünme 93-123) Bir diğer âyette de kadınların "Önceki cahilliyyede olduğu gibi süslenip çıkmamaları" (Ahzâb 33/33) istenir. Buna göre kadın, kaynı gibi yakınları dahil, namahremlerinin yanına, belki de süslü olabilecek birinci küçük başörtüsünün üzerinden, en az göğüslerini örtecek kadar geniş, sade ve tercihen koyu renkli bir başörtüsü ile çıkacaktır. Rengin koyu olması, süsü azaltması içindir. Yoksa renkte bir sınırlama yoktur: Ama cazip bir şekilde süslü olması mahzurludur.
Çenenin altının mahremliğine gelince, en müsamahalı Hanefi görüşüne göre kadın, fitnenin de (cinsel duygular) bulunmaması halinde yabancı erkeklere, sadece elini ve yüzünü gösterebilir. Yüz ise fıkıh kitaplarımızda alındaki tüy bitiminden çene altına ve bir kulaktan diğerine kadar olan bir yer diye tarif edilir. (107 Ibn Âbidîn I/b5-66 (M.A).) Buna göre alt çene aşağı yukarı sallandığında sallanan kısmı yüzden olmuş olur. Ya da dışardan parmağımızla nefes borunuzu bulabileceğiniz yere kadar yüz sayılır. Ve kadın onun dışında kalan boğaz kısmını yabancı erkeklere gösteremez.
iSLAMDA EVLiLiK ve AİLE HAYATI
- ÂDET GÖRME (HAYIZ)
- ADET HALİNDE OLAN BİR KADIN ARAFAT VAKFESİNİ YAPABİLİR Mİ?
- ÂDETLE İLGİLİ NADİR KONULAR
- ÂDETLİ İLE SEVİŞME
- ÂDETLİ KARISI İLE CİNSEL İLİŞKİDE BULUNANIN NE YAPMASI GEREKIR?
- ÂDETTE DÜZENSİZLİK
- ÂDETLİ İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
- AKRABA İLE EVLENMENİN DİNEN HERHANGİ BİR SAKINCASI VAR MIDIR?
- AMCA-DAYI HANIMLARI VE KAYINVALİDENİN MAHREMLİĞİ
- ANNENİN ÇOCUĞUNU EMZİRME ZORUNLULUĞU
- AVRET KONUSUNDA MUHTELIF KONULAR
- AVRET VE ÖRTÜNME EMRİ
- AVRETE BAKAN GÖZ
- Babanın Erkek Çocuğa Bakma Yükümlülüğünün Şartları
- Başlık Parası
- Başlık Parası Almak,Yada Bunun Yerine Eşya Vermenin Hükmü Nedir
- Başörtüsünün Keyfiyeti
- Bazı kimseler fazla çocuk yapmamak için tedbir alıp,birtakım çarelere başvuruyorlar..Bunun önlemini almak caiz midir?
- Bir çiftin nikahı kıyılmış,yalnız zifaf vaki olmadan evvel harhangi bir sebeble bir talak ile boşanmaları halinde..
- Bir grup genç kız,turistik bir gaye ile,mesela kıbrıs'a gidebilirler mi?İçlerinden birinin yanında hareminin bulunmas�
- Aşk üzere ölen şehit olur mu?
- Bir kadın yalnız olarak yolculuk yapmasi
- Bir kimse baldızıyla veya kardeşinin hanımı ile yolculuk yapar veya yalnız kalabilir mi?
- Bir kimse hanımını boşarsa küçük çocukları kime bırakılacaktır?
- Bir kimse nişanlandığı kızla oturup kalkabilirmi?Nişan,nikah yerine geçermi?
- Bir kimse şehvet ile kayın validesinin elini tutarsa eşi ona ebediyen haram olur diye söyleniyor..
- Boşadığı eşine dönmek
- Boşama (TALAK)
- Boşanma yetkisini hanıma vermek:
- Boşanmada pişmanlık