3.3 IV. Rükün

Uyarıcının olmasıdır. Uyarıcılığın dereceleri ve edepleri yardır, Derecelere gelince, bunların ilki 'taarruftur. Sonra 'târif, sonra 'nehy', sonra 'va'z ve nasihat' sonra 'küfretmek ve azarla'mak', sonra 'eliyle engel olmak', sonra Vurmakla tehdit etmek', sonra 'silah çekmek', daha sonra 'yardımcılar toplamak sûretiyle uyarıcılık hususunda arka edinmek' gelir.

Birinci Derece

Birinci derece taarruf'tur. Bundan gayemiz münkerin cereyan etmesi hakkında marifeti aramak demektir. Böyle yapmak yasaklanmıştır ve buna daha önce bahsettiğimiz araştırma denir. Bu bakımdan herhangi bir müslümanın başkasının evine kulak verip, ev içinde çalınan sazın sesini dinlemesi uygun değildir. İçkinin kokusunu almak için havayı koklamak, mizmarın şeklini tanımak için elbiseyi ellemek, evin içerisinde cereyan edenleri haber vermek için komşularından sormak, bütün bunlar uygun değildir. Evet! Eğer iki adil kimse, onun isteği olmaksızın kendiliğinden 'filan adam evinde içki içiyor', 'filan adamın evinde içmek için hazırlanmış içki vardır' deseler, bu takdirde onun evine girmek sûretiyle mülküne ayak basılması bir münkeri kaldırmak içindir. Kişiyi haramdan menetmek için gerektiği anda vurup kafasını kırmak gibidir. Eğer iki adil kimse veya bir adil kimse kendisine haber verirse, (burada şahitliği değil, rivayeti kabul edilen herkes kastedilmektedir) bu takdirde bunların sözüne bakarak adamın evine hücum edilmesinin caiz olup olmamasında düşünmek gerekir. En iyisi hücum etmemektir. Çünkü başkasının evine, ev sahibinden izin almaksızın ayak basmak hakkına sahip değildir. Oysa müslümanın hakkı bir kimsenin üzerinde sabit olursa, ancak o hak iki şahidle kalkar. Bu meselede yapılacak en iyi şekil budur. Denildiğine göre, Lokman Hekîm'in yüzüğünün kaşına şöyle yazılmıştı: Gördüğünü örtmen, zannettiğini yaymandan daha güzeldir.