EVLİLİĞİ ÖLDÜREN MANEVİ HASTALIKLAR

Dolayısıyla, gözlerimizi tahrikçi görüntü­lerden, zihnimizi benzeri hayallerden arındırmalı; duaya ve tövbeye sarılmalı; aile onurunu inciten TV yapımlarından sakınmalıyız. Yaratıcıya yakınlığımız, ideallerimiz uğrundaki çalışkanlığımız, cinsel ihtiyaçlarımızı gölgeleyip unutturacaktır. Evlenme imkanımız varsa da, bekletmemeli, o sığınağa çabucak girmeliyiz.

Evliliği öldüren manevî hastalıklardan arınmalıyız: Allah’ın evlilik lütfuna şükretmemek, parayı tanrılaştırmak, vücudun görünümünü kalbin içtenliğinden üstün tutmak, keyfe/eğlenceye düşkünlük, zorluğu eşit paylaşmak yerine ihmal ve tembellik, küçümseme, takdir etmeme, saygısızlık, bilgisizlik, çocukların eğitimlerine duyarsızlık, birbirinin sırrını ve onurunu korumamak, TV’ye saplantı, iletimsizlik, birbirlerinin ilgilerine duyarsızlık, sarhoşluk, kumar, ahlâksızlık gibi manevî hastalıkların olduğu evlerde evlilikler yaşamaz. Evlilikler ancak erdemle, fedakarlıkla ve paylaşmayla beslenebilir.

Eşiyle geçinemeyen, toplumla geçinemez; ailesini yönetemeyen kimseyi yönetemez. İnsanın iyiliği sokaktaki şirinliğinden değil, evindeki erdemliliğinden anlaşılır. Eşiyle geçinemeyen kendisinde sorun aramalıdır. Tek taraflı kusurdan kaynaklanan boşanma, parmakla sayılacak kadar azdır. Eğer gerektiği gibi iyiyseniz, eninde sonunda eşinizi kazanırsınız. Kazanamazsanız da, Allah sizi karanlık kalpli ve ısrarlı nankörden kurtarır; size canınızı ısıtacak başka bir evlilik bağışlar.

Bir türlü hayırlı bir evlilik nasip olmayanlar, telaşlanmasınlar. İki günlük dünyanın zevklerine değil, sonsuzluğa talibiz. İnsanlık derdine düşenin cinsellik derdi kalmaz. Bunaltıcı bir evliliktense, bekarlığa razı olmak pekala çok onurlucadır.

2 yorum

Ölçü

tugra arkadaşıma katılıyorum. Bunun yanında biz gençlerin gözleri açıldığında veya karşı cinse ilgi doruk noktasına ulaştığında bu eziyetten doğru olan yoldan kurtulması sağlanmalıdır. Eğer ilgi önüne geçilemez bir hal aldıysa bunu Allah katında doğru olan yolla çözüme kavuşturmalıyız. Günümüzde evlilik yaşı 25-30 arası olarak belirlenmiştir bazı çevreler tarafından, gençlerimizde bunu kendilerine ölçü almışlar ve 15-20 yaş arası kendini çoçuk kabullenmiştir. İşte bizler üzerimize yakıştırılan bu örtüden sıyrılmalıyız. Çoçukluk ergenlik öncesinde kalır. Ergenliğe girmiş olan bir insan gençtir veya büyük olarak algılanmalıdır. Tabi yaşı itibariyle çoçuk değil sadece tecrübesizdir. Bunun idraki ve Peygammer efendimizin sünnetine uyum neticesinde bu tür vahim olayların çözüleceğine inanıyorum. Unutmayalım ki halkımızın çoçuk olarak kabul ettiği yaş sınırları arasında padişahlarımız alimlerimiz vardır.

20.09.2007 - czna

evlilik

evlikiler toplumun baş tacı olrak görmek güzel bir olaydır.Yanlız evliliklerin saglam temellere oturtmak ise kişilerin kendisindedir.Evlenmek ssadece evlenmek değildir.Bana göre kişinin ahiret yolculuğuna kadar yanına aldığı bir yol arkadaşıdır.Onun için evlenecek arkadaşlara tavsiyem:İşte efendim sevdim yada aşık oldum olaylarını bırakıp kendisine ve islami yönden ne kadar beni beni daha iyiye daha güzele yöneltebilir yada yardımcı olabilir konularını titizlikle incelemelidir.

04.04.2007 - tugra