34.Hulle
Hulle:
Bir erkeğin hanımı üzerinde üç defa boşama yetkisi vardır. Üç boşama salâhiyetini de kullanıp hanımından ayrılan erkek, aynı kadınla tekrar evlenemez. Ancak kadın, başka bir kocaya gider de, günün birinde ondan boşanır veya kocası vefat ederse, gereken iddeti bekledikten sonra, birinci koca onunla tekrar evlenebilir. Aksi halde evlenmesi mümkün değildir.
İşte kadına eski kocasına yeniden dönme imkânı sağlayan bu ara evliliğine hulle denir. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur:
"Yine erkek, karısını üçüncü defa olarak boşarsa, bundan sonra kadın kendinden başka bir erkeğe nikâhlanıp varıncaya kadar ona helâl olmaz. Bununla birlikte, eğer bu yeni koca da onu boşarsa, onlar Allâh’ın sınırlarını ayakta tutacaklarını sanırlarsa, birbirlerine dönmelerinde hiçbiri hakkında bir sakınca yoktur." (219)
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de bir hadîs-i şerîflerinde:
"... Allâh Teâlâ, hulle yapana da ve kendisi için hulle yapılana da lânet etsin!." (220) buyurur.
Hz. Ömer (r.a.) da, bununla ilgili olarak şöyle buyurur:
"Allâh’a yemîn olsun ki, bana hulle yapanı da, kendisi için hulle yapılanı da getirmiş olsalar, onları recm ederim (taşlayarak öldürürüm)." (221)
Hulle, yapılsın diye değil, erkeklik haysiyetini düşüreceği için bu yola tevessül edilmesin diye konulan şartlı bir cezâdır. Erkeğin nikâhı hafife almaması ve evliliğin devamının sağlanması için konulmuş, ağır ve caydırıcı ilâhî tedbirdir. Ayrıca hulle, erkeğin, hile yapıp kendi nefsânî arzularına göre dîni istismâr etmesini önleyerek, kadının hakkını korumaktır. Zîrâ erkek için en zor şey, hanımının başka biriyle evlenip beraber kalmasıdır.
İslâm’da evlenme, karşılıklı huzûr, sevgi ve şefkat üzerine kurulmuştur. Muvakkat (geçici) nikâh, mûteber değildir. Nikâhın devamlı olması, âile birliğinin kurulması ve çocuğun yetiştirilip terbiye edilmesi, İslâm’ın en önem verdiği husûslardandır. Üç talâkla boşanan çiftler, bütün bu ulvî gâyeleri hiçe sayarak nikâh ni’metini tepmektedirler. Bunun cezâsı olarak, boşanmanın bütün haklarını kullanan bu çiftler, birbirleriyle tekrar evlenemezler. Boşandıktan sonra, hiçbir engelle karşılaşmadan aynı kişilerin yeniden birbirleriyle evlenmesi, boşanma hâdiselerini çoğaltır. Bu ise, âilede yaralar açar, toplumun düzenini ve âhengini bozar.
Bir erkeğin hanımı üzerinde üç defa boşama yetkisi vardır. Üç boşama salâhiyetini de kullanıp hanımından ayrılan erkek, aynı kadınla tekrar evlenemez. Ancak kadın, başka bir kocaya gider de, günün birinde ondan boşanır veya kocası vefat ederse, gereken iddeti bekledikten sonra, birinci koca onunla tekrar evlenebilir. Aksi halde evlenmesi mümkün değildir.
İşte kadına eski kocasına yeniden dönme imkânı sağlayan bu ara evliliğine hulle denir. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur:
"Yine erkek, karısını üçüncü defa olarak boşarsa, bundan sonra kadın kendinden başka bir erkeğe nikâhlanıp varıncaya kadar ona helâl olmaz. Bununla birlikte, eğer bu yeni koca da onu boşarsa, onlar Allâh’ın sınırlarını ayakta tutacaklarını sanırlarsa, birbirlerine dönmelerinde hiçbiri hakkında bir sakınca yoktur." (219)
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de bir hadîs-i şerîflerinde:
"... Allâh Teâlâ, hulle yapana da ve kendisi için hulle yapılana da lânet etsin!." (220) buyurur.
Hz. Ömer (r.a.) da, bununla ilgili olarak şöyle buyurur:
"Allâh’a yemîn olsun ki, bana hulle yapanı da, kendisi için hulle yapılanı da getirmiş olsalar, onları recm ederim (taşlayarak öldürürüm)." (221)
Hulle, yapılsın diye değil, erkeklik haysiyetini düşüreceği için bu yola tevessül edilmesin diye konulan şartlı bir cezâdır. Erkeğin nikâhı hafife almaması ve evliliğin devamının sağlanması için konulmuş, ağır ve caydırıcı ilâhî tedbirdir. Ayrıca hulle, erkeğin, hile yapıp kendi nefsânî arzularına göre dîni istismâr etmesini önleyerek, kadının hakkını korumaktır. Zîrâ erkek için en zor şey, hanımının başka biriyle evlenip beraber kalmasıdır.
İslâm’da evlenme, karşılıklı huzûr, sevgi ve şefkat üzerine kurulmuştur. Muvakkat (geçici) nikâh, mûteber değildir. Nikâhın devamlı olması, âile birliğinin kurulması ve çocuğun yetiştirilip terbiye edilmesi, İslâm’ın en önem verdiği husûslardandır. Üç talâkla boşanan çiftler, bütün bu ulvî gâyeleri hiçe sayarak nikâh ni’metini tepmektedirler. Bunun cezâsı olarak, boşanmanın bütün haklarını kullanan bu çiftler, birbirleriyle tekrar evlenemezler. Boşandıktan sonra, hiçbir engelle karşılaşmadan aynı kişilerin yeniden birbirleriyle evlenmesi, boşanma hâdiselerini çoğaltır. Bu ise, âilede yaralar açar, toplumun düzenini ve âhengini bozar.
İSLÂM'DA KADININ DEĞERİ VE HAKLARI
- Takdim
- Ö N S Ö Z
- 1. İSLAM’DA KADININ DEĞERİ
- 2. Önce Anne
- 3. Anne Olmak Şerefi
- 4. Ana Gibi Yâr Olmaz
- 5. Çocuk Terbiyesinde Anne:
- 6. Ana Duâsı:
- 7. En Hayırlı Kadın
- 8. İSLÂM’DA KADIN HAKLARI
- 9. Dînimizde Kadın-Erkek Eşitliği:
- 10. Cezâ ve Mükâfâtta Eşitlik
- 11. Kız-Erkek Ayırımı yok
- 12.Fizyolojik ve Psikolojik Farklılık
- 13.Erkek,Ailenin Reisidir
- 14.Kadının Tahsil Hakkı
- 15.Kadının Evlilikteki Durumu
- 16.Evliliğin Gayesi
- 17.Evlilikte Denklik
- 18.Kadının,Eşini Seçme Hakkı
- 19.Kadının Üç Temel Hakkı
- 20.Kadının Fedakarlığı
- 21.Kadınlara İbadetlerde Kolaylıklar
- 22.Kadın Ve Cihat
- 23.İslami Tebliğde Kadın
- 24.Tesettür,Kadının İffetini Korur
- 25.Kadın Ve Şahidlik
- 26.Mirasta Kadının Durumu
- 27.İslamda Boşanma
- 28.Boşanmanın Safhaları