Zehirli Ok

Selamun Aleyküm kardeslerim.Ben 20 yasındayım gecen sene bi kızla tanıstım.İlk zamanlar Kızın cevresindeki arkadaslar kapalı tesettürlü olduguna bakma,o kız sana göre değil ilerde pisman olursun falan dediler.Çok vazgecirmeye calıstılar.Bu yüzden arkadaslarımla aram bozuldu seviyordum cünkü.Kendiside biliyordu onun yüzünden arkadaslarımla aramın bozuldugunu.Kızda benden önce iki erkekle konusmus.çıkmış yani.bi tanesiyle dalga amaçlı çıkmıs.Ben bunları öğrenince kendisine istediğim gibi biri degilsin fazla ileri gitmeden kendimi daha fazla kaptırmadan a

Rabbimiz bize bütün kainatı istila edecek bir muhabbet vermiştir.bu muhabbet kainatın ekser envaıyla alakadardır.Bu alakadarlık yüzünden ruhumuz kalbimiz bazen keşmekeşlik yaşar,o küçücük kalbimiz alakadar olduğu her şeye bağlanır.Her şeyi ister, her şeyi talep eder ,her şeye aşık olur, her şeyi sever ama bu hadsiz muhabbetini o mahbuplara verirken nazara almadığı bir şey vardır ki, oda o muhabbetini verdiği şeylerin fena bulması, zail olması noktasıdır.İnsan hadsiz muhabbetini hadsiz bir cemal kemal sahibine değil de hadsiz muhabbeti fani şeylere sarf

1 yıl önce İstanbul'da liselerarası bilim proje yarışmasında görmüştüm. Proje yapmışlardı. Önce saçlarından hoşlandım ama aşk değildi.. Anlamışsınızdır... Daha sonra proje broşürlerinde tüm katılanların resimleri de vardı. Keşan'da olduğunu biliyordum oradaki bir liseden katılıyordu. Daha sonra kıvılcım kıvılcım aşk başladı...İlk aşkımdır.. İsmiyle facebook siteisnde aradım ve buldum defalarca arkadaşlık isteği olan teklifi gönderdim.. Niyetim aşkımı itiraf etmekti. 17 yaşındayım.

Aşkla - şevkle girilir İslam’a... Aşkla - şevkle tazelenir İslam'la bağlar... Müslümanlık bu aşkın sürekli yaşanma halidir.

“Allah'ım beni sana ulaştırmayan bu dini, bu inancı ben ateşe atar da yakarım.”
Bu çetin söz Hazreti Mevlânâ'ya aittir.

İnsanı “Allah'a ulaştırmayan din” nasıl bir dindir acaba?
Acaba içinde aşk coşkusu bulunmayan bir şey mi?

Ya şu insan profiline ne dersiniz?

“Bazan melekler bizim temizliğimizi kıskanır, bazan da şeytanlar kötülüğümüzden kaçarlar.

BİR LEYLA DÜŞLEMESİ...


Bir Leyla düşlemesidir aşk.

Yanmaktır bir gülün kırmızısında, türküler yakmaktır sevgiliye. Gün batımlarında tutulan sevdaları gün doğumlarında aramanın adıdır aşk. Seherlerde bülbülün yanık nağmelerinde gül hasreti çekmektir; güle rengini veren, yüreğini veren bülbül olmaktır aşk.
Ve biz şimdi büyüsü kaybolmuş zamanlarda aşkın peşine düştük. Pazar pazar gezinen Zeliha olduk aşkımıza bir Yusuf bulmak için.
Yusuf, esrarını gizleyen ebedi iffetti.

Yolunu yitirmiş Mecnun, çöllerde Leyla diye diye dolanıp dururken biri ona,

- A deli, Leyla öldü, deyiverdi.

- Çok şükür Allah'a, diye şükretti Mecnun.

Kara haberi veren adam şaşırdı:

- A dini imanı darmadağın olmuş zavallı! Hem onun için yanıyorsun, hem de böyle diyorsun, ayıp sana!

Mecnun'un cevabı pek hazindi:

Efendimiz (sas) ile dünyalar tatlısı,sevimli,belki yeryüzünün en sevimli hanımı,hz Aişe validemiz bir sohbetleri sırasında tatlı tatlı muhabbet ederlerken,Validemiz sorar : Ya Allah'ın Resul'u beni seviyormusun?
Efendimiz,o nur dolu sesiyle,kısa ama öz konuşur ; ''Kördüğüm gibi. '' Yıllar geçer aradan,başbaşa kaldıkları bir sırada,Validemiz tekrar sorar ''Düğüm ne halde ''?? Alemlere rahmet,şefkat peygamberi Efendimiz cevaplar : İLK GÜNKÜ GİBİ.

Çıkmaz yoldayım yardım edin
Benimde zamanında çok iyi bi arkadaşım vardı..
okuldan kendime dost edindiğim bi arkadaşım erkek erkeğe çok iyi anlaşırdık..
Kızkardeşi vardı nasıl olduysa zamanla kardeşine aşık oldum okadar güzeldiki gözlerimi ondan alamıyordum.

Manevi durumu itibariyle öyle aşık olacak , kızlardan etkilenecek bir tip bile değildim nasıl oldu bende anlamadım derken.
Arkadaşıma kardeşiyle evlenmek istediğimi,benim için ve kardeşi için bunun hayırlı olacağını söyledim.Aramız biraz

Asa-yı Mûsâ’nın Beşinci Meselesi’ndeki, ‘Haram sevmekte bir kıskançlık elemi ve firak elemi ve mukabele görmemek elemi vardır’ ne demektir? Açıklar mısınız?”

Her insanda kıskançlık damarı vardır. Keza, sevdiklerinden ayrılma söz konusu olduğunda bundan elem duymayan insan yoktur. Ve keza, sevgisine karşılık görmeyen insan da bundan ıztırap duyar. Bu hisler ve duygular fıtrîdir ve her insanın fıtratında ortak olarak yerleştirilmişlerdir.

Ölmeyen Sevgi



Genç adam ellerinde bir buket çiçek, sahile koşarak geldi... Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka oturup sevdiğini beklemeye başladı. Ellerinde her zamanki çiçeklerden vardı. Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı. Kırmızı , kıpkırmızı, kan kırmızısı güller...
Sanki dalından yeni koparılmış gibi tazeydiler, buram buram kokuyorlardı, sevgi kokuyor, aşk kokuyor en önemlisi de özlem ve hasret kokuyordu güller...

Sual: Aşık olmak günah mı? günah ise insana niçin aşık olma duygusu verilmiş.

El cevap:Aşık olmaya sadece günah manası yüklenemez.Çünkü aşk üçtür aşkı hakiki, aşkı mecazi ve aşkı nefsanidir.

İçindeki ateş gözlerinden okunuyordu Fatih'in. Öğrencim değil, arkadaşımdı. Yıllardır öğrencilerimle ilk tanıştığım derste " önce arkadaşım sonra öğrencimsiniz" diyordum. Fatih te arkadaşımdı.

"Yanıyorum hocam!" dedi.

Bahsettiği yangının "yürek yangını " olduğunu anladım.

" Elif'i olmayan, Elif'ini kaybetmiş bir fetih'im ben!" dedi. Hiçbir şey anlamamıştım. Sonra önündeki kâğıda Arapça feth kelimesini yazdı.

Şirinmi şirin bir yuvanın tatlı mı tatlı bir gönül kuşu. O kadar çok sevimli ve bir o kadar masum gönül kuşu.. Anadan ayrı yardan ayrı damla damla yalnızlığın sultanı. Bazen hasret kabarırken yüreğinden bazen özlemle kavrulan gönül kuşu.. Bazen kırlarda uçan bazen kendini dağlara vururan gönül kuşu..

İşte bu kadar masum Sevgiye hasret bir gönül kuşu vakit geçirmek isteyen ve işin gırgırında olan bir vefasızın pencerine konar. Olayın şamatısında olan gırgırcı ev sahibi içeriye buyur eder. Sevgi için açan yüreği, kalbinden söküp alarak onunla oynaşmaya başlar. Aklına gelen her türlü oyunu oynama derdindedir.. Sıkılasıya kadar bu oyununa devam eder ve kendine yeni bir oyuncak bulduğunda ya da oyuncağında sıkıldığında onu kenara atıverir..